Borçlu adına gönderilen satış ilanına ilişkin tebligatın birlikte oturduklarından bahisle diğer borçlunun eşine tebliğ edilmesinin tebligat kanununun 39. maddesi uyarınca geçersiz sayılacağı-
Borçlunun söz konusu adreste ticaret sicil kaydının devam ettiği anlaşıldığından, borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine gönderilerek 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılan tebligatın geçerli olduğu-
Ödeme emrinin “borçlu ile aralarında husumet bulunan kişi”ye tebliğ edilmesinin, Tebligat Kanunu’nun 39. maddesine aykırı olacağından geçerli sayılmayacağı-
Borçlu şirketin adresinde şirket yetkilileri ve çalışanı bulunmaması halinde tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
Aile fertlerinin birbirleri yerine adres beyanında bulunabilmelerine olanak tanıyan ve yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde, borçlunun merniste mevcut "…" adresinin, borçlunun veya aynı konutta oturan ergin aile fertlerinin imzalı beyanına dayalı olarak tespit edilmiş mernis adresi olup olmadığının usulünce araştırılarak oluşacak sonuca göre, yetki hususunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, haciz uygulanmasına başlanılabilecek tarih, mal beyanında bulunma tarihi veya varsa takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılabileceği nedenleriyle borçlunun şikayette hukuki yararının olduğu-
Ödeme emrinin borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı adresine tebliğe gönderildiği, ancak tebliğ memurunca tebliğ evrakının tebliğ edilemeden iade edildiği anlaşılmakta olup, borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı adresine Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmasında yasaya uymayan bir yön olmadığı-
Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olup; tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlı olduğu-
Tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması gerektiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasından tespit edildiği takdirde tebligatın, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı-
Avukatlık Kanunu’nun 41., Tebligat Kanunu’nun 11. ve HMK’nun 73. maddesi gereğince; vekille takip edilen dava ve takiplerde her türlü tebligatın vekile yapılması gerekeceği-