Borçlunun işyerinde yapılan tebligatta, borçlunun tebligat saatinde piyasada çalışıyor olması nedeniyle daimi çalışanına haber verilerek, TK'nun 21/1. maddesi uyarınca mahalle muhtarına tebligat yapıldığının ve haber kağıdının işyerinin kapısına yapıştırıldığının anlaşıldığı, tebligat mazbatasında daimi çalışanın işyerinde hazır olduğunun belirtildiği ve tebellüğden imtina ettiğine dair bir kayıt da bulunmadığına göre, TK'nun 17. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesi uyarınca muhatabın bulunmaması halinde daimi çalışanına tebligat yapılması gerekirken, tebliğin aynı kanunun 21/1. maddesi uyarınca yapılmasının usulsüz olduğu-
Borçlu şirkete satış ilanı tebligatı, aynı iş yerinde daimi çalışan ehil ve reşit yetkili muhasebeci işçisi güvenlik çalışanı imzasına tebliğ edilmişse de, Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu hususun ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebliğ memurunun, muhatabın adreste geçici olarak bulunmadığını belirtmesine karşılık tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ayrıca geçici bulunmama bilgisinin kimden alındığı belli olmadan muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığı, bu durumda anılan tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca usulsüz olduğu-
Borçluya yapılan örnek 10 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinde, muhatabın işte olduğunu beyan eden komşunun isim ve soy isminin yazılı olmaması nedeniyle Tebligat Kanunu ve Yönetmeliği hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulünün gerekeceği-
Somut olayda tebliğ işleminin, " muhatap soruldu. Komşusu beyanına göre geçici olarak Yenice’ye gitmiş olduğundan tebliğ evrakı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre muhtar R.K. imzasına tebliğ edildi. Kapısına İki Nolu haber kağıdı yatıştırıldı. yakın komşusu B.Ö. imzadan imtina etti.” şerhi ile 23.3.2012 tarihinde yapıldığı, ancak borçlunun kısa süreliğine gidip gitmediği ve tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği araştırılmadığı gibi, muhatabın Yenice’ye gittiğine ilişkin beyanın kimden alındığı da açık ve net olarak belirtilmediği görülmüştür. Bu durumda tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından, usulsüz olduğu-
Ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetin mahkemece duruşma açılarak ve tarafların delillerini toplanarak karara bağlanması gerekeceği-
Alacaklı tarafından takip talebinde bildirilen ve kredi sözleşmesinde geçen bilinen son adres olarak kabulü gereken adrese gönderilen ödeme emrinin adresten ayrıldığı şerhi ile iade edilmesi üzerine, borçlunun adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine normal tebligat çıkarıldığı yine adresten taşındığı gerekçesiyle tebligatın iade olduğu, bunun üzerine, borçlunun adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri olan aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğ edildiğinin görüldüğü, bu haliyle borçlunun adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu-
Kredi sözleşmesinde belirtilen borçlunun adresine ödeme emri tebligatının çıkarıldığı ve tebligatın bila tebliğ iade edildikten sonra, gerekli araştırma ve soruşturma yapılmadan yalnızca kolluk tarafından yapılan adres araştırmasına dayalı olarak ödeme emrinin gazetede ilanı ile ilanen tebligat yapılması yoluna gidilmesi Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine aykırı olup, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı-
Vekil ile temsil edildiği halde borçlu asile gönderilen ödeme emrinin tebliği ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal sürelerin işlemeye başlamayacağı-