Davanın tahkikat aşamasına geçildiğinde davalı tarafın 6100 sayılı HMK mad.147 uyarınca tahkikat duruşmasına davet edilmesi gerektiğinden, davalının tahkikat duruşmasına katılma imkanı sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması AY mad.36 ve AİHS mad.6'da düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil edeceği- . 
Usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davanın sona ereceği (HMK.294); yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm teşkil ettiği; hükmün, yargılamanın sona erdiği duruşmada verileceği ve tefhim olunacağı; gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olmayacağı; kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedenini oluşturacağı -
Tapu iptal ve tescil isteğine-
Mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi gerektiği- Hükmün tefhiminin herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olacağı- Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerektiği- Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
Davalı banka tarafından kredi kullanımında davacıdan masraf adı altında kesilen haksız kesintinin iadesi istemine ilişkin davada, kısa karar ile gerekçeli karar ve hüküm fıkrası arasındaki çelişki giderilecek şekilde karar verilmesi gerektiği-
Mahkeme kararlarının taşıması gereken unsurları ile verilen kararla iki tarafa yüklenen vazife ve hakların ve istek sonuçlarından her birinin açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça yazılmasının gerekeceği-
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmaması gerektiği- Mahkemece, hüküm kurulurken kısa kararda olmayan gerekçeli kararın 2. ve 3.bentlerinin yazılmasının çelişki ve infazda tereddüt oluşturacağı-
Mahkemenin usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdireceği; yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın, hüküm teşkil ettiği; hükmün, yargılamanın sona erdiği duruşmada verileceği ve tefhim olunacağı; HMK. 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı; kararın gerekçesiyle hüküm sonucunun çelişkili bulunması, müphem ve kendi içerisinde çelişkili, infazda tereddüt oluşturacak şekilde yazılmış olmasının bozma nedeni teşkil ettiği -
Direnme olarak adlandırılan kararda davalılar yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması; öte yandan aynı nedenle bozulan ilk karar ile direnme kararı arasında çelişki bulunması nedeniyle yerel mahkemece usule uygun direnme hükmü kurulması için, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerektiği-