Hasımsız olarak verilen “zayi nedeniyle iptal kararı”nın davada taraf olmayan üçüncü kişileri bağlamayacağı-
Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılıkın diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olacağı-
Kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak olmadığı- Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa'nın 141. maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un ve HUMK.'nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödev olduğu-
Somut olayda; kısa kararda, el atmanın önlenmesi isteği hususunda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmayıp; gerekçeli kararda, “Davaya konu ... bağımsız bölümlerinden davalının tahliyesine” denilmek suretiyle, değinilen ilke ve yasa hükümleri göz ardı edilerek, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kısa kararda alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebi reddine karar verilmiş olmasına karşın gerekçeli kararda ………. Lira icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, kısa ve gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki oluşmuş olduğundan, bu durumun kararın bozulmasına neden olacağı-
“Kısa karar” ile “gerekçeli karar” arasında çelişki yaratılmış olması halinde icra mahkemesince -10.04.1992 T. ve 7/4 sayılı İçt. Bir. K. uyarınca- çelişkinin giderilmesi ve verilen önceki kararla bağlı olunmaksızın yeni bir karar verilmesi gerekeceği-
Aynı mahkemede çalışan birden çok zabıt katibinden biri ile gerekçeli kararın yazılıp imzalanması durumunun, kararların güvenirliliğine nakise getirmeyeceği, yapılan işlemlerde hukuka aykırı bir durum bulunmadığı-
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği; hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" diyerek atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı-