Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği, tanıkların sözlerinin bir kısmı evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmadığı bu itibarla davanın reddi gerektiği–
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu, bu durumda mahkemece, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Tefhim edilen kararla gerekçeli karar arasındaki aykırılığın diğer yönler incelenmeden tek başına bozma nedeni olacağı-
İstihkak davasının "kısmen kabul, kısmen reddine'' dair hüküm kurulmuşsa da infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde usulün aradığı nitelikleri haiz bir karar verilmediğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Mahkemece kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesis edilemeyeceği-
Mahkemece usule uygun karar oluşturulmadığı, sadece "önceki kararda direnilmesine" denilerek önceki karara atıf yapılmakla yetinildiği, bu durumda, usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmünün de bulunmadığı-
Kısa ve gerekçeli kararda farklı tutarlardan bahsedilmesinin isabetsiz olduğu-
Katılma payı alacağı istemine ilişkin davada, mahkemece verilen davanın kabulü yönündeki ilk kararın, Özel Dairece bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine yerel mahkemece bozma ilamına uyulmakla davalı yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olup, bu aşamadan sonra yerel mahkemenin bozma ilamına uyarak davanın reddine dair verdiği kararın Özel Dairece, usulü kazanılmış hakka aykırı olarak önceki bozma ilamının aksine uyuşmazlığa 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekeceği-
Usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığından taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği gibi, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde ve bozma ilamına uyulmakla usuli kazanılmış hak oluştuğu da göz önünde bulundurularak yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği-