Hükmün infaz edilebilir nitelikte açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde kurulması gerekeceği (HMK.m. 197/son), mahkemece nihai hükümde birleşen nafaka davasına ilişkin ara karar gereği bağlanan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı olarak karar verilmiş, ancak iş bu talep sonucuna yönelik nihai bir karar verilmediğinden, birleşen tedbir nafakasına ilişkin olarak tedbir nafakasının kimden tahsil edileceği kararda açıkça belirtilmediğinden, verilen kararın bu haliyle infaz olanağı olmadığı -
Hüküm sonucunda "asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne" şeklinde çelişkili karar verilmesinin yanlış olduğu-
kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanağının bulunmadığı; kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK'nin 294/4'ün buyurucu nitelikteki hükmüne de aykırı bir durum oluşturacağı -
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak olmadığı- Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK'nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturacağı-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği, tanıkların sözlerinin bir kısmı evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmadığı bu itibarla davanın reddi gerektiği–
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu, bu durumda mahkemece, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Tefhim edilen kararla gerekçeli karar arasındaki aykırılığın diğer yönler incelenmeden tek başına bozma nedeni olacağı-
İstihkak davasının "kısmen kabul, kısmen reddine'' dair hüküm kurulmuşsa da infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde usulün aradığı nitelikleri haiz bir karar verilmediğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Mahkemece kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesis edilemeyeceği-