9. HD. 19.06.2018 T. E: 2017/9438, K: 13206-
İşyeri devrinde iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarının devralan işverene geçeceği- Devreden işverenin sorumluluğunun devri tarihinden itibaren 2 yıl süre ile sınırlı olduğu- Devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden ve devralanın müteselsil sorumlu olacağı- İşyeri devrinde kıdem tazminatı bakımından devreden işverenin kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olarak sorumlu olacağı- Feshe bağlı diğer haklar olan örneğin; ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işverenin sorumlu olacağı-
Zorunlu dava arkadaşlığı dışında, bir başka gerçek ya da tüzel kişinin dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, sadece HMK 124. maddesi kapsamında husumette yanılma halinde gerçek tarafa dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanacağı- Dava dilekçesinde; davalı olarak sadece, T.C. Sağlık Bakanlığı'na izafeten Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun gösterildiği, mahkemenin ara kararı üzerine davacı vekilince son alt işveren olan şirketin davaya dahil edildiği görülmüşse de, alt-asıl işverenler arasında zorunlu dava arkadaşlığından söz edilemeyeceği, anılan şirketinin davaya dahil edilerek, aleyhine hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidierek, değişen alt işverenlerin, işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılacağı, iş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece, iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçi açısından, feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmayacağının kabul edileceği- Süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halindeyse, yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden, işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmalarının yeni bir iş sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu durumda feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden, feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekeceği- Taraflardan birinin iş sözleşmesini feshetmesi halinde fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğinde kabul edilerek, ödenmemiş işçilik alacaklarının varlığı nedeniyle davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek, kıdem tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Davalı aleyhine dava açanlar tanık olarak dinlenmişse bu işçilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılması gerektiği- Hüküm altına alınan alacakların net mi, yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağı-
Dava dilekçesindeki ''...4 yıl içerisinde yıllık izin kullandırılmadığı'' şeklindeki açıklamadan yıllık izin ücretinin 4 yıl için talep edildiği anlaşıldığından, gerek talep aşımı gerek maddi vakıa aşımı yapılarak 110 gün için hesaplanan yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasının HMK'nun 25. ve 26. maddelerine aykırı olduğu-
22. HD. 19.03.2018 T. E: 2017/11579, K: 7035-
22. HD. 15.03.2018 T. E: 2015/28555, K: 6789-
Davacı işçinin işe giriş tarihi olan 2012 yılında, davalı ile taşeronlar arasında imzalanan sözleşmelerin (2012 yılı temizlik, 2013 yılı Büro destek - 2014 yılı temizlik, şoförlük - 2015 yılı temizlik, şoförlük ve nitelikli hizmet alımı) olarak yapıldığı tespit edilmiş olup önceki emsaller de dikkate alındığında; davacının işe başlama tarihi olan 2012 yılı sözleşmesinin temizlik işçisi temin sözleşmesi kapsamında olduğu ve bu sözleşme ile işe alındığı ve davacının 2012 yılı itibari ile başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi olduğu anlaşıldığından ilave tediye alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği-
Belediye'nin yardımcı zabıta personeline ilişkin ihalesi sonucunda Belediye ile şirketler arasında yasaya uygun asıl-alt işverenlik ilişkisi kurulduğundan, mahkemece yapılan "davalı Belediye ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu" yönündeki tespitin yerinde olmadığı- İbar tazminatı ve yıllık izin ücreti feshe bağlı alacaklardan olup, bu alacaklardan sadece son işverenin sorumlu tutulacağı- Her alt işverenin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti haricindeki işçilik alacakları bakımından, davacının kendi bünyesinde çalıştığı hizmet süresi ile ve kendisinden önceki asıl işverenlik nezdinde diğer alt işverenlerde geçen hizmet süresinden sorumlu olduğu- Devreden işverenin sorumluluğunun, devir tarihinden itibaren 2 yıl süreceği (İş. K. mad. 6/1, 2, 3)- Mahkemece, davacının fazla mesai ücreti hesabına esas hizmet süresi içinde belediye etkinliği, festival gibi nisan-kasım ayları arasında yapılan etkinliklerin, festivallerin hangi tarihlerde hangi saatler arasında hangi etkinliklerin yapıldığını Belediye'den ve Kaymakamlıktan sorarak ve belgeleri de istenerek, o günler için hesaplama yapılması gerektiği- Hafta tatil ücreti bakımından, davacının haftada 5 gün mü 6 gün mü çalıştığı belirlenerek somut şekilde tanık beyanına göre tespit edilebiliyorsa varsa hafta tatili ücreti hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiği-  Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmezse de, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerektiği ve bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmesi gerektiği- 08:30-23:00 saatleri arasında yapılan görevin niteliği de gözetildiğinde bu çalışmadan günlük en az 3 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerektiği- Fazla mesai ücreti yönünden (14,5 – 1,5 = 13 saat, 13-7,5= 5,5 saat günlük fazla mesai yapacağından) belirtilen günler için günlük 5,5 saat fazla mesai hesaplanması gerekirken 6 saat fazla mesai hesaplanmasının hatalı olduğu- Bilirkişi raporunda, hafta tatili ücreti 2,5 yevmiye üzerinden, ulusal bayram genel tatil ücreti 2 yevmiye üzerinden hesaplanmış olup, davacının, çalışmasa da, kanun gereği alması gereken hafta tatili ücretini ve ulusal bayram genel tatil ücretini almadığına yönelik bir iddiası bulunmadığından, ulusal bayram genel tatil ücretinin 1 yevmiye, hafta tatil ücretinin ise 1,5 yevmiye üzerinden hesaplanması gerektiği- Fazla mesai ücreti bakımından, birden fazla davalı olmasına rağmen "davalıdan alınmasına" şeklinde tekil kelime ile karar verilmesinin hatalı olduğu- Yeniden kurulacak olan hükümde, yeni hüküm tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile hüküm altına alınan ve reddedilen miktarlara göre tüm taraflar açısından vekalet ücretinin yeniden değerlendirilmesi gerekeceği- 
Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-