Davacı, davalı taraf işçiler tarafından davalar açıldığını, bu davalar nedeniyle tazminat ödemek durumunda kaldığını savunmuş, bu savunma üzerinde durulmadığı- Davacı işçilerinin, iş akitlerinin son bulup bulmadığı, davacıdan sonra işi alan yüklenici ile iş akti yapıp yapmadıkları, olayda İş Kanunu'nun 6. maddesi anlamında iş yeri devri halinin olup olmadığı da araştırılmadığı- Taraf delilleri getirtilerek, gerektiğinde uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle, yapılacak inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı ile işçiler arasındaki iş akti usulünce feshedildiğine göre, işçilerin yeni alt işveren bünyesinde ve yeni iş akti ile çalışmaları İş Kanunu'nun 6. maddesi anlamında iş yeri devri mahiyetinde olamayacağından, işçilerin açtığı kıdem tazminatı istemli davalardan davacının sorumlu olacağının kabulü gerekeceği-
Kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, dini ve milli bayram ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Alt işverenlik ilişkisinde muvazaa durumunda, baştan beri asıl işverenin işçisi sayılan işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirdiği tarihten itibaren sendikal haklardan yararlanacağı, bu işçinin sendika üyesi olmadığı dönem bakımından da aynı işyerinde çalışan sendikasız işçilere ödenen ücretlere göre fark alacaklarının hesaplanması gerekeceği-
İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerektiği ve bu durumda değişen alt işverenlerin, işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılacağı- İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece, iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçi açısından, feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti talep koşullarının gerçekleşmiş sayılmayacağı- Buna karşın, süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden, işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğindedir. Bu durumda feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden, feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekecektir.
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine-
Kural olarak asıl-işveren - alt işveren ilişkisinde işçinin alt işverene ait işyerine iade edilmesine karar verilmesi gerekeceği- İşçinin tekrar işe başlatılmamış olmasından doğan mali haklardan ise alt işveren ve asıl işverenin birlikte sorumlu olacağı- Muvaazalı asıl işveren - alt işveren ilişkisinde işçinin asıl işveren gibi görünen kişinin işyerine iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanması sebebiyle davacı işçinin baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılsa da davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanması sendikaya üyeliğinin işverene bildirildiği tarihten geçerli olacağından, davalının işçisi olarak çalışan ve daha önceki sendikaya üyeliği sebebiyle önceki toplu iş sözleşmelerinde de yaralanan işçi ücretinin emsal alınmasının doğru olmayacağı- İşveren kurumun özelleştirilmesinden sonraki dönem için işçiye ilave tediye alacağının hesaplanamayacağı-
Kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları uyarınca davacının arasında 211 gün çalışmasının bulunmadığı ve bu dönemde başka bir işverenden çalışmasının bildirildiği durumda; bu dönemin dışlanarak tüm çalışma süresinin üzerinden son ücrete göre kıdem tazminatına hükmedilmesi ve davalıların birlikte sorumluluğu yoluna gidilmesinin isabetsiz olduğu; mahkemece, davacının kıdem tazminatı talebi yönünden 02.02.2005-30.06.2006 tarihleri arasında sadece davalı idarenin o zamanki ücret seviyesi ile sorumlu olduğunun ve 01.02.2007-31.01.2012 tarihleri arasında ise alt işverenler arasındaki işyeri devri kurallarına göre her iki davalının da son ücret üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatından birlikte sorumlu olduğunun göz önüne alınarak davacının kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerektiği- Davacı tarafından mülga 1475 s. İşK.'nun 14. maddesinde belirtilen emeklilik ya da erken emeklilik koşullarını taşıması nedeniyle işten ayrıldığına dair dilekçe verdiği ispat edilemediğinden faiz başlangıcının temerrüt tarihi yerine fesih tarihi olarak belirlenmesinin yerinde olmadığı-