Hem ticaret unvanı hem de ürün ve hizmet markası olarak kullanılan ve tescil ettirilen ibarenin arama motorunda yazıldığında öncelikli olarak davalı şirkete ait internet sitesinin üst sıralarda çıkmasını sağlanması- Ticari itibarının zedelenmesi- Haksız kazanç sağladığı iddiası- Marka hakkına tecavüz teşkil- Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, hükmün ilanı, tazminat talepleri- İnternet arama motorunda davacının markası arandığında davalının web sitesinin gözükmesi karşısında, davalının hangi sözcükleri anahtar sözcük olarak satın alındığını ispat yükünün bulunmasına ve satın alınan anahtar sözcükler arasında davacı adına tescilli “..." ibareyi satın almadığını ispat edememiş olduğu-
Davacı şirkette "arge teknisyeni" olarak boya formülleri üzerinde çalışan davalının, davacı şirketin teknik, üretim teknolojisi ve özel üretim biçimi gibi ticari sırlarına ulaşmasının mümkün olduğu ve taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı olarak aynı faaliyet alanında çalışan başka bir firmada aynı nitelikte bir işe girmesinin davacı yönünden "haksız rekabet" oluşturduğundan, davalının sözleşmeyle kararlaştırılan ceza-i şarttan sorumlu olduğu ancak sözleşmeyle kararlaştırılan "cezai şart" fahiş olduğundan davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Marka hakkına tecavüz- Haksız rekabet- Maddi tazminat- Manevi tazminat- Tecavüzün tespitine, durdurulması ve önlenmesine, tecavüz teşkil edecek şekilde üretilen vasıtalara el konulması- Kararın yayın yolu ile duyurulması-
D.çeler aşamasında iddianın serbestçe genişletilebileceği ve yeni talep eklenebileceği-
Tazminat istemi yönünden ürünün satıcısı olan kişilerin satmış oldukları ürünün taklit markalı olduğunu bilmeleri ya da bilebilecek durumda olmaları gerektiği-
TTK. mad. 45 uyarınca sicilde tescilli ticaret unvanının diğer bir unvan ile ayırt edilmesi gerekli hallerde ek yapılacağı ve TTK. mad. 52 uyarınca da, unvana tecavüz halinde gerçek hak sahibinin tecavüz oluşturan ibarenin değiştirilmesi veya silinmesini talep edebileceği-
Markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemli davada, uyuşmazlık konusu yapılan ilgili marka adının davalı tarafından alan adı olarak ya da internet ortamında ne şekilde kullanıldığı hususu belirlenip açıklığa kavuşturulmaksızın, bu marka adının internet sitelerinden ve davalıya ait alan adlarından kaldırılması cihetinde şeklinde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davacının tasarımlarına tecavüzden doğan haksız rekabetin tespiti, men’i, ürünlerin toplatılarak imhası, maddi ve manevi tazminat taleplerine-
Bir işaretin marka olarak tescil edilebilmesi için, ayırt edilebilir bir niteliğe sahip olması gerektiği, şayet bir işaret, tescili istenen mal veya hizmetin adını, niteliğini, karakteristik özelliklerini içeriyor; cins, çeşit, kalite, vasıf, miktar, amaç, coğrafi kaynak, malların ya da hizmetlerin üretildikleri zaman, değer gibi unsurlardan oluşuyor ya da bu unsurları münhasıran içeriyor ise, bu işaretin ayırt edici değil, tanımlayıcı nitelikte olduğunun kabul edileceği, tamamlayıcı nitelikteki bu durumun ise marka olarak tescilinin mümkün olmayacağı-
‘‘ M.........’’ unsurlu davalı başvurusunda yer alan ‘‘ M’’ harfi asli unsur olup, aynı şekilde davacının itiraza dayanak seri markalarının asli unsuru da ‘‘ M’’ harflerinden meydana geldiğinden işaretler arasında ortalama alıcılar nezdinde 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimalini içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulü ile davacı şirketin perakende satış hizmetleri alanında tanınmış olduğu da dikkate alınarak 556 sayılı KHK'nın 8/1-b ve 8/4 maddeleri çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği-