Taraflar arasındaki boşanma davasında, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcut olduğundan mahkemece davacı dava açmakta haklı olup, boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olan taraflardan davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, tazminat ve nafaka miktarları, tazminatlara faiz uygulanmaması, yoksulluk nafakası, yararına tedbir nafakasına hükmolunmaması ve erkek adına kayıtlı arabaya ilişkin tedbir kararının kaldırılması yönünden temyiz edilen boşanma davası hakkında; erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Mahkemece boşanma davası ile çeyiz eşyası alacağı yönünden temyiz edilen boşanma davasında eşlerden davacı erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediği, karşı davacı kadının da buna karşılık sorumluluklarını yerine getirmediği, davalı eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen imkansız olduğu bu sebeple davalı karşı davacının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği- Ayrıca çeyiz eşyasının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte ve davacı-karşı davalı erkeğin kusurundan kaynaklanan bir geçimsizlik mevcut olduğundan ayrıca yapılan yargılama sonunda, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu tespit edilmesine rağmen, davacı karşı davalı erkeğin boşanma davanın kabulüne, kadınınkinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kabul edilmesinin; manevi tazminat istemine ilişkin davanın ise tarafların eşit kusurlu olduklarına kanaat getirildiğinin ifade edilmesinin, gerekçelerin kendi içinde çelişki yarattığından tek başına bozma sebebi olduğu-
Aile Mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, HUMK.nun -2494 s. K. ile değişik- 432/4. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden, doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Dava dilekçesi ile verilmesi halinde cevap dilekçelerinin karşılıklı olarak usulüne uygun şekilde tebliğ olunması, bu aşama tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi, ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikata geçilmesi zorunlu olup, bu yasal zorunluluğun gereğinin yapılması gerektiği, kadının boşanma davasında davacı-davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ olunmadan, usulünce ön inceleme ve tahkikat duruşmaları yapılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulmasının, kadının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu-
Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile; kabule elverişli olmayan tanık beyanlarına, sebep ve saiki açıklanmayan izahlara dayanarak boşanma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Taraflardan ve üçüncü kişilerden aktarılan olayların sabit kabul edilemeyeceği ve kusur belirlemesinde hükme esas alınamayacağı- Fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmayacağı-
Davalının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacı kadının ön inceleme aşaması tamamlanana kadar, davalının kendisine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanmadığı, dayanılmayan bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre davalının boşanmaya sebebiyet veren vakılardan tamamen kusurlu bulunduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüklerin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çok olup, mahkemece hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Davalı kadının davacı erkeğe ve annesine hakaret ettiği davacı erkeğin ailesi ile görüşmesine izin vermediği bu sebeple evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede geçimsizlik mevcut olduğundan, davacı dava açmakta haklı olmasına rağmen boşanmaya karar verileceği yerde eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın bozmayı gerektirdiği-
Taraflar arasında açılan boşanma davasında mahkemece taraflardan davacı erkeğin tam kusurlu olmasına rağmen eşlerin eşit kusurlu olduğu kanaatine varılarak boşanmalarına karar verilmesinin ve davalı kadının maddi tazminat talebinin reddedilmesinin hatalı olduğu-