Davacının tanıkları, kadının hakaret içeren sözlerini doğrudan duymamış ve telefonla konuşurken işittiklerini ifade etmiş olduğundan telefonda konuşan kişinin davalı olduğu da şüpheli olup bu itibarla da ciddi bulunmadığından ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan hadiselerde kocanın, kusuru ağır olmasına rağmen davalı evlilik birliğini devam ettirmeyi istemekte olup önceki davasında feragat etmesinin sebebi de bu olduğundan boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması olarak da kabul edilemeyeceği-
Kadının rahatsızlığı döneminde kocasına bakamaması davalının evden uzaklaştırılmasından kaynaklanmış, davalı bakım için eve döndüğünde de kocası otele çıkarak davalıya bakma olanağı tanımamış olduğundan toplanan delillerden yaratılan geçimsizlikte davalının kusurunun varlığı saptanamamış olup davacının kendi haksız eyleminin yarattığı durumdan yararlanarak hukuki sonuç sağlamasının mümkün olmayacağı-
Tarafların yaşam şartları ağır olan bir şehirde yaşadıkları, kocanın bir hukuk bürosunda görevli olduğu kadının da zaruret sonucu çalışmak zorunda kaldığı ve evlilik birliğini temelinden sarsacak başka hiçbir davranışının bulunmadığı davalının gece mesaisine elaman yetersizliği nedeniyle kısa süre kaldığı, gece mesaisi bitiminde de davacının davalıyı işyerinden aldığı anlaşılmakta olup çocuklarda büyümüş, birbirlerine yardım edecek çağa gelmiş olduklarından boşanma davasının reddinin gerekeceği-
MK.nun 166/IV’e dayalı davalarda, retle sonuçlanan önceki boşan-ma davası sonucunda verilmiş olan kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesiyle Tebligat Tüzüğüne uygun olarak tebliğ edilip edilmedi-ğinin ve kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerekeceği–
Dinlenen davacı tanıklarının bir kısmının sözlerinin, MK.166/I’de öngörülen «evlilik birliğinin temelinden sarsılma» durumunu belirtme-miş ve bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak bulunması halinde, boşanma kararı verilemeyeceği–
Boşanma kararı kesinleştikten sonra taraflar bir araya gelmiş ise; yeniden başlayacak fiili ayrılık süresi ne olursa olsun davacı tarafa boşanma hakkı sağlamayacağı-
Tarafların devamlı kavga etmesi, davacının davalıya hakaret edip evden kovması, davalının eşyaları tahrip edip taşla evin camını kırmasının; evlilik birliğinin taraflar için çekilmez hale geldiğinin ve boşanmanın kabulü için yeterli sebep olacağı-
Boşanma davaları kamu düzenini ilgilendirdiğinden hakime geniş takdir hakkı tanındığı, tarafların bir dava üzerinde serbestçe hareket etme imkanına sahip olmadığı– Boşanma davalarında hakimin kanıtları serbestçe -ancak, objektif esaslara dayanarak- değerlendirilebileceği– Mahkemece maddi olayların takdirinde hataya düşülmesi halinde, hükmün Yargıtay’ca bozulacağı–