Hakim tarafından taraflarca yapılan kişisel ilişkiye ilişkin düzenleme değiştirildiği halde düzenlenen yeni kişisel ilişkinin taraflara açıklanıp görüşleri sorulmadan, kabul beyanları alınmadan hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Toplanan delillerden; davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulünün gerektiği-
Tedbir nafakasının, nafaka dava tarihinden itibaren davacı-davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken; nafaka başlangıç tarihinin gösterilmemiş olması , hükmün infazında duraksamaya neden olacağından (HUMK.md.389) usul ve yasaya aykırı olduğu-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı anlaşılarak, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığından davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden isteğin reddi gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği-
Davacı-davalı kocanın eşine şiddet kullandığı, hakaret ettiği, eşinin hamileliğinde ve doğumunda ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği; davalı-davacı kadının da, eşinin ilk evliliğinden olma ergin olmayan çocuğuna hakaret ettiği, onunla ilgilenmediği, evine karşı ilgisiz olup, mahrem hayatlarını başkalarına anlattığı ve güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu; bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-
Maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılarak, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuz olup, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığından davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden isteğin reddi gerektiği-
Tamamen kusurlu olan eşin boşanma davası açamayacağı-
Evlenmeden sonra davacı tarafından çalıştırılmamış olması" nedeniyle uğradığı kazanç kaybı ve otomobilin alımına sağladığı katkıya karşılık olarak istenen maddi tazminat isteminin boşanmanın fer'i niteliğinde olmadığı ve bağımsız bir dava yoluyla istenmesi gerektiği-