Dava boşanmadan sonra geçerli olacağı kararlaştırılan sözleşmeden kaynaklanmakta olup bu nedenle ihtilafın Aile Hukukunun kapsamında olmadığı; davanın esasının incelenerek, sözleşmenin genel hükümlere göre değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği- 
Davalının dilekçesinde "boşanma davasını kabul ettiğini" bildirmesi TMK'nun 166/3. maddesi çerçevesinde tarafların boşanma ve fer'ilerinde anlaşmış olmalarına dayanan bir irade açıklaması niteliğinde olmadığından davalının aynı dilekçesinde gösterdiği tanıklar da dinlenerek, boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat talepleriyle ilgili olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddedilmesi gerektiği-
Davalının birliğin giderleriyle ilgili yasal görevlerini (TMK. mad. 186/3) yerine getirmemesinin evlilik birliğinin temelinden sarstığının kabulü gerektiği-
Davalı tanıkları, tarafların evlerine gittiklerinde davalının yüzünde çizikler ve sigara izleri gördüklerini, davalının "eşim yaptı" dediğini, diğer davalı tanığı da davacının "..sen konuşma, sen sus, sana laf düşmez" diyerek eşini aşağıladığını ifade etmiş olduğundan; bu durumda davacının, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve onu aşağıladığı gerçekleşmiş olup, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu; davalının da boşanma davası açmakta haklı olduğu; davalı tarafından açılan birleşen boşanma davasının da kabulü suretiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği- 
Ziynet bedellerinin bilirkişi raporunda talep edilenden daha fazla değer biçildiğinin mahkemece dikkate alınmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmının TMK. mad.166/1'de yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğundan boşanma davasının reddi gerekeceği-
Davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmının TMK' nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu-
Kadının hakaretlerine karşılık, kocanın eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, bu halde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Fiili ayrılığın başlı başına boşanma nedeni sayılamayacağı, ortak evi terk eden, birlik görevlerini yerine getirmeyen kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olup, davalının ise kusuru kanıtlanamadığından davanın reddedilmesi gerektiği-