Kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, bu halde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Tarafların birlik görevlerini yerine getirmediğinden, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu; davalı-davacı kadın da dava açmakta haklı olduğu; bu şartlar altında eşleri birlikte yasamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği- 
Tarafların karşılıklı olarak birlik görevlerini yerine getirmedikleri ve fiilen uzun yıllardır ayrı yaşadıkları anlaşıldığından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı; evliliğin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığı ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerekip taraflar eşit kusurlu olduğundan eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesindeki maddi tazminata karar verilemeyeceği-
Kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evden kovup bıçakla tehdit ettiği, bu halde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği- TMK.mad.185/3. ve 186/3. uyarınca,  tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın ile müşterek çocukların yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddedilmesi gerektiği-
Kadının başka bir erkekle değişik mekanlarda birlikte görülmesi kocanın kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, bu suretle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu gerçekleşmiş ve mahkemece de bu husus sabit görülerek boşanma sebebi kabul edilmiş olduğundan; boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan koca yararına uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerektiği- 
Davalının kocasına ilgisiz olduğu, onunla birlikte olmak istemediğini söylediği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığından, davacının dava açmakta haklı olduğu sabit olup mahkemece boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Tanıklarının sözlerinin bir kısmının TMK'nun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğundan boşanma davasının reddedilmesi gerektiği- Boşanma davasıyla birleştirilen bağımsız nafaka davasında, kocanın, eşini ailesinin yanına gönderdiği, onunla birlikte yaşamaktan kaçındığı ve bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığından, kadın ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklı olduğundan TMK. mad. 197/2 gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı-davalı kocanın eşine birden çok fiziksel şiddet uyguladığı, davalı-davacı kadının da eşine "ayyaş, köpek" şeklindeki sözlerle hakaret ettiği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu,bu durumda tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiğinden kocanın davasının da kabul edilerek karar verilmesi gerektiği-
Kocasına karşı güven sarsıcı davranışa giren kadının, şiddet görse bile manevi tazminat alamayacağı-