Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın  yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekTİĞİ-
İhtar isteği, davalının kusurlarının affedildiğini veya en azından hoşgörüyle karşılandığını göstereceğinden affedilen ve hoşgörüyle karşılanan olaylardan dolayı artık davalıya kusur atfedilemeyeceği, boşanma yönündeki hükmün bozulması gerekeceği-
Davalının (kadın) boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, eşit kusurlu olan davalının(kadın) boşanma davasına ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmeyeceği-
Tarafların fiili ayrılık döneminde davalının müşterek çocuğu davacı kocaya göstermemesi ve hakaret etmesi halinde eşleri beraber yaşamaya zorlamanın mümkün olamayacağı, boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Az kusurlu olan davalının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığından boşanma karar verilmesinin doğru olacağı-
Toplanan delillerden kocanın, annesinin evliliğe ve eşine ölçüsüz müdahalesini kasıtlı olarak önlemediği, bu suretle eşini zor durumda bıraktığı ve evlilik birliğinin mutluluğunu sağlamaya yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği gerçekleştiğine, bu sebeple kadınla aynı oranda kusurlu olduğu kabul edildiğine göre, kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlüğünün evlilik birliği süresince devam edeceği-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan davacı-karşı davalı kocanın boşanma davasının reddinin doğru olmayacağı-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülemeyeceği-
Davacı-karşı davalı kadın açmış olduğu boşanma davasında nafaka ve tazminat isteğinin yanı sıra şirket hissesinin %20 hissesinin karşılığı olan para ile ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesi mümkün olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş olmakla, bu talepleri boşanma davasının feri niteliğinde olmadığından nispi harca tabii olduğu, harç tamamlandıktan sonra ziynet eşyası alacağı ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi şirket hissesine yönelik alacağın ise mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanmayıp şirket tasfiyesine yönelik ticaret hukukundan kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu da dikkate alınarak bu talep yönünden görev hususu gözetilerek hüküm tesis edilmesi gerekeceği-