Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı-davalı tarafın boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurluluğu üzerine, diğer taraftan kaynaklanan boşanmayı gerektirir maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanamadığında tam kusurlu eşin dava hakkı olmayacağı-
Davalının, birlik görevlerini yerine getirmediği, davalı yakınlarının davacıya hakaret etmesine kayıtsız kaldığı, davacı tarafa atfı kabil bir kusurun bulunmadığının anlaşılması üzerine, taraflar arasında ki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin sabit olacağı-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığının tespiti durumunda, boşanma kararı hükmü gerekeceği -
Davalı-davacı kocanın mahkemece kabul edilen kusurlu davranışları yanında, davacı-davalı kadının da güven sarsıcı davranışlar içine girdiği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, eşinin ailesiyle görüşmediği gibi, eşinin de ailesiyle görüşmesine engel olduğu anlaşılan davada, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmemesi üzerine,kocanın da davasının kabul edilmesi gerekeceği-
Dinlenen davacı tanıkları, davalının, davacıya sürekli toplum içerisinde "hiç bir şey bilmez, bir şeyden anlamaz, inşallah ölür de kurtulurum" gibi incitici sözlerle gururunu rencide ettiği; gerek davacı gerek davalı beyanlarından olay günü tarafların yemek masasında tartıştıkları ve davalının bu esnada masada bulunan yemeği davacının üzerine fırlattığı hususlarından davacının ayrı yaşamada haklı olduğu-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasından, daha sonra feragat edilmesi durumunda, bu feragatin,diğer tarafın feragat tarihine kadar olan kusurlarının affedildiği en azından hoşgörüyle karşılandığı anlamını taşıyacağı-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının, sabit olması gerekeceği-
Tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşıldığı durumda boşanma kararı verilmesi gerekeceği -
Ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılan evlilik birliğinde, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülemediği durumda, boşanma kararı verilmesi gerekeceği-
Her iki tarafında, kusurlu olup boşanma isteğiyle dava açtığı davada, kocanın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmişse, boşanmaya davacı-davalı kocanın boşanma davası da kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-