Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının, sabit olması gerekeceği-
Davacının reddedilen boşanma davasından sonra davalının evine çocuklarını görmek için gitmesinin ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamını taşımayacağı-
Anlaşmalı boşanma protokolünün uygulanmasından kaynaklanan sebepsiz zenginleşme, bu mümkün olmadığı takdirde menfi tespit isteğine ilişkin davaların aile mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Boşanma davasında kocanın birlikte yaşamaktan kaçındığı taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olacağından boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçeyle hüküm kurulamayacağı-
Akrabalık veya diğer bir yakınlığın başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı-
Davacı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı kocanın da eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre kadının boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davasının reddedilemeyeceği-
Davacı kocanın eşine birden fazla fiziksel şiddet uygulayıp, eşine ve eşinin babasına hakaret ettiği, davalının ise eşinin ilk evliliğinden olan çocuğunu istemediği anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olacağından boşanmalarına karar verileceği-
Kadının, eşine önceki evliliğinden olan çocuğunu evlat edinmesi için baskı uyguladığı, eşinin annesine hakaret ettiği, eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, kocanın da eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evden kovduğu ve kürtaj yaptırmaya zorladığı anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olacağından kadının davasının da kabülünün gerekeceği eksik gerekçe ile davanın reddedilemeyeceği-
Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesinin kaçınılmaz olduğu-
Taraflar arasında 3 yıl önce reddedilen boşanma davası olduğu fakat ortak hayatın yeniden kurulamadığı aynı zamanda davalının cevabında "davacı ile bir araya geldiklerini ve birleştiklerini" ileri sürmediği sadece "K. 2009'da beni aradı, görüştük. Yeniden başlangıç istediğini söylediği" bu durumun ortak hayatın kurulduğunu kabul için yeterli olamadığı-