Mahkemece yapılacak iş; taraflarca sunulan tüm deliller ile birlikte talepleri değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren HMK'nun 297. ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olduğu- Somut olaya gelince, davacı ve davalı taleplerinin özetlendiği, ancak, kararda mahkemeyi kabul kararına götüren gerekçeye yer verilmediği-
Davacı-birleşen davada davalı lehine 3 katlı binadan katkı payı alacağına hükmedilmesi yerinde olmuş ise de; alacağa hüküm fıkrasında gösterilmeden karar yerinde belirtilmek suretiyle ve katkı payı alacağı olduğu nazara alınmadan alacağın tamamına teşmil edecek şekilde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağına faiz talebi bulunduğu takdirde dava dilekçesindeki miktar yönünden dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekeceği- Dosya içinde yer alan bilgi, belge, beyanlar, tedavüllü tapu kayıtları, tapudaki yer alan hisse oranları, ........... Esas sayılı satış dosyasına ait iki taşınmazın açık arttırma ilanı ve ilanda yer alan değerler birlikte değerlendirildiğinde, tasfiye konusu parselin kadının kişisel malı kullanılarak satın alındığının ve kişisel mal olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece, bu taşınmaz yönünden katkı payı alacağı isteğinin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu- Tasfiye konusu aracın dosya içinde mevcut yer alan kayıtlarından evlilik birliği içinde kadın adına tescil edildiği, mal rejimi sona erdikten sonraki tarih olan ............... tarihinde üçüncü kişiye devredildiği, teknik bilirkişi raporuna göre birleşen dava tarihi itibariyle değerinin ............ TL olduğunun sabit olduğu, muris ...’in bu araçtan kaynaklı katkı payı alacağı isteği yönünden karar verilmesi gerekirken, kayıt bulunmadığı şeklinde değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı- Talep olduğu halde birleşen davada katkı payı alacağına ve katılma alacağına faiz işletilmemesinin hatalı olduğu, katkı payı alacağına birleşen dava ve ıslah tarihleri, katılma alacağına ise tasfiye tarihleri dikkate alınarak faiz işletilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil istemine ilişkin davada; taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmesi, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmelerinin de getirtilmesi, bilirkişi heyeti marifeti ile bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde emsal araştırması yapılarak (davacının payına düşen) ecrimisil hesabı konusunda rapor alınması, ondan sonra infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde ve usuli kazanılmış hakları da dikkate alarak dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerektiği-
HMK'nun 26. maddesine göre, hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinden, dava dilekçesinde, hükmedilecek ecrimisil için dava tarihinden itibaren işleyecek faize hükmedilmesi istendiği halde; mahkemece talep aşılarak dönemsel faize hükmedildiği anlaşıldığından, hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bu nedenlerle bozulması gerektiği-
Davacılar vekilinin, dava dilekçesinde, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle harici satım sözleşmelerinde satın alınan yer kadar davacılar adına pay şeklinde tescili olmadığı takdirde, harici satım bedelleriyle taşınmaz üzerindeki yapı bedellerinin davalılardan tahsilini talep ettiği, mahkemece, tapu iptali ve tescil istemiyle ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden, harici satım bedelleriyle yapı bedelleri hakkında hüküm kurulduğu, buna göre; davacılar vekilinin ilk talebi olan tapu iptali ve tescil talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verildikten sonra terditli talepleri hakkında hüküm verilmesi gerektiği-
Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetiminin yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunmasının gerektiği, somut olayda, mahkemece İİK'nın 277 ve devamı maddelerinin her bir tasarruf için nasıl değerlendirildiği, ne gerekçe ile karar verildiği açık ve anlaşılır olmadığı gibi kararın denetime de elverişli olmadığı-
Birleşen davada, davacı tarafça davalıların dava konusu taşınmazdaki haksız işgalleri nedeniyle 01.05.2013 – 30.06.2015 arası süreyi kapsamak üzere ve fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 11.800,00 TL ecrimisilin, işgalin başlangıcından itibaren kademeli faiziyle birlikte davalılardan tahsili suretiyle talepte bulunulduğu halde; mahkemece, yalnızca asıl dava hakkında hüküm tesis edilerek anılan birleşen davadaki talep hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir bir karar verilmemiş olmasının HMK ilkelerine aykırı olup, hükmün bu yönüyle bozulması gerektiği-
Trafik kazası sonucu ölümden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat- Kendi adına dava açan reşit davacılar ile reşit olmayıp velayet altında olan davacıların her biri yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarının ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği-
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasının zorunlu olduğu, tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve 6100 sayılı HMK.'nun 186. maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı yasanın 297. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazmasının ve hüküm sonucunu 6100 sayılı HMK'nun 294. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesinin asıl olduğu, hükmün sonuç bölümünde de istek sonuçlarından her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve hakların birer birer açıkça şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılmasının zorunlu olduğu-
Kira geliri üzerinden ecrimisil değerinin, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise; ilk dönem için belirlenen miktara, ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği, hal böyle olunca; Daire uygulama ve ilkelerine aykırı şekilde, tecavüzlü arsa bedelinin kendisini amorti edebileceği yıl esasından hareketle yapılan ecrimisil hesabı esas alınmak suretiyle karar verilemeyeceği- Ecrimisil davalarında talep olması halinde hükmedilecek ecrimisil bedeline tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda faiz yürütüleceği, mahkemece, ecrimisil alacağının dönem sonlarından işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dönem sonlarının kararda açıkça belirtilmemiş olmasının infazda tereddüt oluşturacağı-