Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmakla ilk derece mahkemesi kararı hayatiyetini kaybettiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin artık denetim mahkemesi değil hüküm mahkemesi sıfatıyla hareket ettiği- İstinaf incelemesi sırasında yapılamayacak işlemleri düzenleyen hüküm gereğince, kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespitine ilişkin eldeki davada ihtilaf konusu dönem içerisinde davacı adına dava dışı işverenler tarafından yapılmış bildirimler bulunmakta olup yapılan yargılama sonucunda verilecek hükmün sözü edilen işverenlerin hak alanını etkileyebilecek mahiyette olduğu da gözetildiğinde hüküm mahkemesi sıfatıyla hareket eden Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesine göre tespitine karar verilen dönemde davacı adına bildirim yapan dava dışı işverenlere husumet yöneltilmesi için davacıya süre verilerek davaya katılımları sağlandıktan ve ilgili işverenlerin göstereceği deliller toplandıktan sonra dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre infaza elverişli karar vermesi gerektiği-
Adi ortaklığı oluşturan ortaklardan birinin maddi hata olarak yazılmadığı belirtmiş olmakla, takip başlatılırken sunulan vekaletnamede de vekilin her iki ortağın vekili olduğu görülmüş olup, adi ortaklardan birinin takip talebine eklenmemesinin maddi hataya müstenit olduğu ve bu açık maddi hatanın HMK m. 124/ kıyasen uygulanarak giderilmesinin mümkün olduğu-
Davacının 01.01.2000-02.02.2014 tarihleri arasında davalıya ait minibüste kesintisiz çalıştığının tespiti istemiyle açtığı eldeki davada; davacı adına 06.06.2006-30.10.2006 tarihleri arasında bildirimde bulunan dava dışı işverene ve 15.11.2006-04.09.2007 tarihleri arasında bildirimde bulunan dava dışı işverene HMK 124e göre husumet yöneltilmesi için davacıya süre verilerek davaya katılımları sağlandıktan sonra dava dışı işyerlerindeki çalışmaların iptali gerçekleşmeden çalışmanın kesintisiz olduğunun kabul edilemeyeceği-
Somut olayda genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibinde alacaklı takip talebinde borçlu olarak gösterilen adi ortaklık yanında davalı ...'in ismi de belirtilmiş olup diğer ortak olan ... ...'den de "ortağı" ifadesiyle bahsedildiği; davalı ... ... de her iki ödeme emrinin tebliğine itiraz ederek husumetin kendisine yöneltildiğini kabul ettiğinden tirazın iptali davasında da adi ortaklığın tüm ortaklarının yargılamaya katılımları sağlandığına göre husumetin adi ortaklığın her iki ortağına da yöneltildiği kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Hizmet cetveline göre ihtilaf konusu çalışma dönemi içerisinde davacının dava dışı şirketlere ait işyerlerinde çalıştığına dair çalışma kaydı bulunduğu ve davacının "dava dışı işyerlerinde çalışmadığına" dair beyanı gözetildiğinde, yargılama sonucunda verilecek hükmün sözü edilen işverenlerin hak alanını etkileyebileceği anlaşıldığından, davacıya dava dışı şirkete HMK 124 uyarınca husumet yöneltilmesi için süre verilerek davaya katılımları sağlandıktan sonra dava dışı işyerlerindeki çalışmaların iptali gerçekleşmeden çalışmanın kesintisiz olduğunun kabul edilemeyeceği gözetilmek suretiyle bahsi geçen işverenler tarafından sunulacak delillerin toplanması gerektiği- "Davacının bilgisi dâhilinde olmayan bildirimler nedeniyle dava dışı işverenlerin davaya katılmasının sağlanmasına gerek olmadığı, ayrıca davacının "adına bildirim yapan dava dışı işverenlerde çalışmadığını" beyan etmesine rağmen, talebini aşarak bu işverenlere husumet yöneltmesi için zorlanamayacağı, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacının Mavi Marmara gemisinde yolcu olarak bulunduğu sırada İsrail askerlerinin haksız saldırısı sonucunda yaralandığı, İsrail askerlerinin uluslararası kara sularında, insani yardım malzemesi dışında hiç bir şey taşımayan gemiye yapmış olduğu müdahalenin hukuka aykırı, gereklilik ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, davacının gerek kendisinin gördüğü şiddet, gerekse olay anında yaşadığı korku, arkadaşlarına yapılan muamele karşısında manevi olarak zarara uğradığı gerekçesi ile manevi tazminat talebinin kabulü ile 45.000,00 TL'nin İsrail Devleti'ne izafeten T.C. Devleti Maliye Hazinesi'nden tahsiline, maddi tazminat talebi yönünden ise karar verilmesine yer olmadığı-
İpotek borçlusunun takip tarihi öncesinde vefat ettiği somut uyuşmazlıkta, alacaklı vekilinin mirasçıların takibe dahil edilmesini isteyerek HMK m. 124/3 uyarınca takibi mirasçılara karşı yöneltmesinin mümkün olduğu-
İpotekli taşınmaz maliki, taşınmazı takip tarihinden sonra satın alan malik olmakla birlikte dosyanın incelenmesinde; 06.04.2018 takip tarihi itibariyle mevcut asıl borçlu ve ipotekli taşınmaz malikine usulüne uygun icra emri çıkartıldığı, bu icra takibinden taşınmaz kaydına 19.04.2018 tarihinde 150/C şerhi konulduğu, şikayetçinin ipotekli taşınmazı 04.05.2018 tarihinde devraldığı- Takip başlatıldıktan ve taşınmaz kaydına 150/C şerhi konulduktan sonra ipotekli taşınmazı devralan kişiye icra emrinin tebliğine gerek olmadığı, İİK'nın 150/c uyarınca konulan şerhten sonra, taşınmazı sonra iktisap edenlere icra veya ödeme emri tebliğ olunmayacağı hüküm altına alındığından, şikayetçi yönünden ek takip talebinde bulunulmasının ya da HMK'nın 124'üncü maddesinin uygulanmasının gerekli olmadığı, bu sebebe dayalı olarak ihalenin feshinin doğru olmadığı-
Dosya kapsamında yer alan ............... Büyükşehir Belediyesi’nin ................... tarihli yazısında, 6360 sayılı Kanun kapsamında T.C. ................ Büyükşehir Belediyesi kurumsal kimliği kazanıldığının, bu Kanuna istinaden ............... tarihi itibari ile İlçe Belediyesi ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmede muhatabın T.C. ............... Büyükşehir Belediyesi olduğunun belirtildiği, d000avaya konu olayda 6360 sayılı Kanun değişikliği kapsamında, taraflar arasındaki sözleşmenin devri söz konusu olup, HMK’nın 124. maddesi gereğince tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının kabulü gerekeceği, bu nedenle HMK'nın 124. maddesi uyarınca davanın, ................ Büyükşehir Belediyesi'ne yöneltilmek suretiyle yargılamaya devam edilerek, işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Davacının dilekçelerinde yer alan çelişkili beyanları üzerine duruşmada hakimce davacının talebi açıklattırılması gerektiği-