Davalı işyerinde çalışanın soruşturma aşamasındaki ifadesini değiştirerek davacının işyerinden ücretini ödemeksizin tablet çıkarmadığını beyan etmesi, ceza mahkemesi kararı ile davacının atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi, soruşturma ve ceza yargılaması sırasında ve fesihten önce davalı işveren tarafından alınan savunmasında istikrarlı bir şekilde tarafına yapılan suçlamayı kabul etmemesi, davacının satın aldığı DVD’nin kutusuna karşılığını ödemediği ve müşteriye promosyon olarak verilen bir adet tableti koymak suretiyle mağazadan çıkardığına dair dosya kapsamında herhangi bir belge, kamera kaydı veya görgüye dayalı tanık beyanı gibi bir delil bulunmaması karşısında davalı işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı ve bu itibarla, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı-
Askerliğe elverişli olmadığına dair raporu olan davacının, İş ve İşçi Bulma Kurumuna ibraz ettiği sağlık kurulu raporunda da "ayakta ağır işlerde çalıştırılamayacağının", davalı işyerinde işyeri hekimi tarafından düzenlenen raporda, "davacının işçi mutfağında bedenen çalışmaya elverişli olduğu, ancak ayakta ağır işler yapamayacağının" belirtildiği; davacı tanığının "kollarından ve ayaklarından rahatsız olan davacının aşçı yamağı olarak çalıştığını, bulaşıkçı olmadığı zamanlarda da bulaşık yıkadığını, iki defa yer değişikliği talebinde bulunmasına rağmen kabul edilmediğini", davalı tanıklarının ise "davacının bulaşıkçı olarak çalıştığını, çalışırken herhangi bir rahatsızlığı olmadığı, işten ayrılma sebebini bilmediklerini" beyan ettiği uyuşmazlıkta, tanık anlatımlarının davacının sağlık sebebiyle iş sözleşmesini haklı feshettiğini kabule yeterli olmadığı- İşe girdiği tarihten yaklaşık 10 yıl kadar sonra iş sözleşmesini fesheden davacının feshe dayanak olacak bir doktor raporunun da bulunmadığı- 10 yıl önce işe girdiği tarihte sağlık problemleri olan davacının o dönem tespite yönelik işyeri hekimi tarafından yapılan değerlendirmenin fesih tarihi itibariyle davacının çalıştığı mutfak işlerinin çalışmasına uygun olup olmadığını belirlemeye yeterli olmadığı- Bel ağrısı sebebiyle aldığı istirahat raporlarının da davacının fesih tarihindeki sağlık durumunu ve yaptığı işin sağlığı ile yaşayışı için tehlikeli olduğunu ispata yeterli olmadığı- Davacının rahatsızlığı sebebiyle çalıştırılabileceği uygun bir iş olup olmadığı araştırılıp mevcut işi yapmasının işin niteliğinden doğan bir sebeple sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olup olmadığı yönünde sağlık kurulu raporu alındıktan sonra sonucuna göre davacı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından mı yoksa davacı işçi tarafından mı haklı nedenle feshedildiği, buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
M.lik işçi olarak çalıştığı konusunda ihtilâf bulunmayan davacının iş sözleşmesinin, işe davet evrakında belirtilen işe başlangıç tarihinde işe başlatılmamış olması sebebi ile davalı işveren tarafından eylemli ve haksız olarak mı feshedildiği, yoksa davacı tarafından keşide edilen ihtarname dikkate alındığında askı süresinin bir hafta uzatılmasına muvafakati olmadığından bu durumu kabul etmeyen davacının iş sözleşmesini haklı nedenle mi feshettiği, buradan varılacak sonuca göre davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
Somut olay bakımından iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından mı yoksa davacı işçi tarafından mı haklı nedenle feshedildiği; buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanamayacağı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş sözleşmesinin davalı işverence 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendi uyarınca feshedildiği somut olayda, davacının devamsızlığının haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı, buradan varılacak sonuca göre kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
İşyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini sonlandırabileceği- Davacı, kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullanarak iş akdine son verdiğinden, başka bir iş için görüşme yapması ve işyerinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği- Davacının dava dışı şirketle iş sözleşmesini imzaladığı tarih, davalı işyerinden ayrılma iradesini açıkladığı tarihten sonra olup fesih iradesinin davacı işçi tarafından açıklandığı ve bildirilen bu sebebin kıdem tazminatına hak kazandıran hâllerden olduğunun anlaşılması karşısında, davacı işçinin feshinin hakkını kötüye kullandığından bahsedilemeyeceği-
İşyeri dışında işlenen bir suçtan dolayı mahkumiyet neticesinde çalışanın cezaevine girmesi ve işçiyi çalışmaktan alıkoyan bu sürenin bir haftayı aşması halinde; İş Kanunu 25/III kapsamında işverence haklı nedenle ancak kıdem tazminatı ödenerek fesih yapılabileceği, İş Kanunu 25/IV (İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17'nci maddedeki bildirim süresini aşması) hükmüne göre işlem yapılmasına gerek olmadığı-
Henüz tanıklar dinlenilmeden ve ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinilmeden mahkemece tarafların tanık dinletme hakkının iki ile sınırlandırılması hukuki dinlenilme hakkının ve bu hakkın alt unsurları olan “iddia ve savunma hakkı” ile “açıklama ve ispat hakkı”nın ihlâli niteliğinde olup, adil yargılanma hakkı ile bağdaşmadığı-