Tarafların tacir olup, davalının ihtara rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiş olması sebebiyle TTK. mad. 86 hükmü gözetilerek ve ayrıca borcu ödediğini öne süren davalının bu def’ii de kanıtlayamaması halinde davalı aleyhine karar verilmesi gerekeceği–
Davacı kurumun sözleşme yapmak ve böylece karşı edim borçlanmak şartıyla kamuya hizmet sunduğu, davalı tarafın sözü edilen hizmetten sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın (ve belki de bunu istemeksizin ) karşılıksız ve kaçak olarak elektrik enerjisinden yararlandığı, o halde taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak (sözleşme benzeri )bir borç ilişkisinin kurulduğunun kabul edilmesi gerekeceği ve davacı idarenin bu gibi durumlara ilişkin olarak belirlediği kurallara uygun bedelin davalı tarafından ödenmesinin gerekeceği, bu sonuç için sunulan edimden davalının sadece yararlanmış olmasının gerekli ve yeterli görülmesinin gerekeceği-
Ödeme emrine itiraz ederken sadece «borca» itiraz etmiş ve «yetki itirazı»nda bulunmamış olan borçlunun, itirazın iptali davası açılmasından sonra, süresi içinde mahkemede yetki itirazında bulunabileceği, «itirazın iptali davası»nın «takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresinde açılacağını» belirten bir hüküm bulunmadığı–
Haksız fiilden kaynaklanan alacak takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, zarar miktarının önceden bilinmesi mümkün olmadığından, davanın kabulü halinde alacağa «yasal faiz» yürütülmek suretiyle «itirazın iptaline» karar verilmesi gerekeceği–
Sözleşme dışı haksız fiillerde zararın giderilmesinde yabancı paraya hükmedileceğine dair yasalarda bir hüküm bulunmadığından BK’nun 83. maddesinin haksız fiillerde uygulanamayacağı–
İtirazın iptali davalarında; davacı alacaklının (bankanın) «hesabın katedildiği tarih itibariyle», anapara + uygulanan akdi faiz + fer’ilerinden oluşan toplam alacağı bulunduktan sonra, bu alacağa «temerrüt tarihine kadar» akdi faiz ve banka sigorta muamele vergisi (BSMV) «faizin gider vergisi» eklenmek suretiyle (akdi faiz ve BSMV. kat tarihindeki alacak ile kapitalize edilerek) alacaklının «temerrüt tarihindeki» asıl alacağı saptandıktan sonra, bu miktara, temerrüt tarihinden sonra «takip tarihine kadar» temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak (bu arada varsa borçlunun ödemeleri öncelikle BK’nun 84. maddesi (şimdi; TBK. mad. 100) uyarınca faizden mahsup edilerek) «takip tarihindeki» toplam alacak miktarının tesbit edilmesi (bilirkişiden bu ilkeler çerçevesinde rapor alınması) -ve varsa; kefillerin sorumluluğunun kefalet limiti ile kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu da gözetilerek- takipten sonra «asıl alacağa» BK. 104/son (şimdi; TBK. mad. 121/3) uyarınca temerrüt faizi işletilmesine olanak sağlayacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinden sonra davadan önce, davalıların iki tarihte ödemede bulunduklarında taraflar arasında çekişme olmadığından bu ödemelerin gözetilerek, davacı bankanın dava tarihi ile talep edebileceği alacak miktarının bulunması ve icra inkar tazminatına da davacının «dava tarihi ile talep edebileceği» alacak tutarı üzerinden hükmolunması gerektiği-