Borçlunun itirazının takibi durdurmadığı hallerde alacaklının açtığı itirazın iptali davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği–
Takipten önce usulen temerrüde düşürülmemiş olan kefilin hesabın kat tarihindeki asıl borç miktarından kefalet limiti gözetilerek sorumlu olacağı ve davalı kefilin hesap kat ihtarnamesinde temerrüde düşmüş olacağı–
Davacı, dava dilekçesinde «her türlü kanıt» demek suretiyle yemin kanıtına da dayanmış olacağından, mahkemece iddiası konusunda davalıya yemin teklifinde bulunma hakkı olduğunun hatırlatılması gerekeceği–
Ticari defterleri kanuna uygun olarak tutulmuş olan davacı tarafa «tamamlayıcı yemin» verilmeden, davanın sonuçlandırılamayacağı–
Kira sözleşmesinde kira parasının yabancı para olarak kararlaştırılmış olması ve kira parasının Türk parasına çevrildiğine ilişkin bir sözleşme bulunmayıp uzunca bir süre Türk parası olarak yapılan ödemelerin ihtirazi kayıt ileri sürülmeden kabul edilmiş olmasının sözleşmeye bağlılık ilkesini ortadan kaldırmayacağı–
İtirazın iptali davalarında; davacı alacaklının (bankanın) «hesabın katedildiği tarih itibariyle», anapara + uygulanan akdi faiz + fer’ilerinden oluşan toplam alacağı bulunduktan sonra, bu alacağa «temerrüt tarihine kadar» akdi faiz ve banka sigorta muamele vergisi (BSMV) «faizin gider vergisi» eklenmek suretiyle (akdi faiz ve BSMV. kat tarihindeki alacak ile kapitalize edilerek) alacaklının «temerrüt tarihindeki» asıl alacağı saptandıktan sonra, bu miktara, temerrüt tarihinden sonra «takip tarihine kadar» temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak (bu arada varsa borçlunun ödemeleri öncelikle BK’nun 84. maddesi (şimdi; TBK. mad. 100) uyarınca faizden mahsup edilerek) «takip tarihindeki» toplam alacak miktarının tesbit edilmesi (bilirkişiden bu ilkeler çerçevesinde rapor alınması) -ve varsa; kefillerin sorumluluğunun kefalet limiti ile kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu da gözetilerek- takipten sonra «asıl alacağa» BK. 104/son (şimdi; TBK. mad. 121/3) uyarınca temerrüt faizi işletilmesine olanak sağlayacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Garanti sözleşmesinde kefalette olduğu gibi limit gösterme zorunluluğu bulunmamakta ise de, belirsizliğin garantisi olamayacağından, sözleşme düzenlenirken garanti eden kişinin, garanti ettiği edimin ne olduğunu bilmesi ya da bilebilecek durumda olması gerektiği, aksi halde sorumluluğunun bulunmayacağı–
Elektrik abonesi olan davalının adına tahakkuk eden elektrik bedelinden gecikme cezası ve bunun KDV’si ile takipten sonra işleyecek reeskont faizinden sorumlu olduğu–
Davalının «sözleşmenin limit miktarını gösteren kısmının sonradan doldurulmuş olduğu» yolundaki iddiasını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiği, sözleşmenin farklı renkte ve tonda kalemler kullanılarak doldurulmuş olmasının, limit miktarının sonradan yazıldığının kanıtı olamayacağı–
Karz hukuki ilişkisine dayalı olarak talepte bulunan davacının bu isteminin davalı tarafından kabul edilmeyerek «gönderilen paranın kira alacağına karşılık gönderildiğini» belirterek gerekçeli inkârda bulunması halinde, karz hukuki ilişkisinin varlığını davacının yasal delillerle kanıtlaması gerekeceği–