İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı olup ıslah suretiyle dahi olsa takip dayanağının değiştirilemeyeceği, bu durumda mahkemece yalnızca takibe dayanak yapılan belge ve buna dair davalı savunmalarına ilişkin deliller toplanarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Kasko rücu talebine dayalı itirazın iptali davasında, davalı cevap dilekçesinde "davacıya kasko sigortalı araçta meydana gelen zararın kendi zorunlu trafik sigortacısınca karşılandığını" iddia ettiğinden mahkemece bu konu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Mahkemece davacının gerçek zararının tespiti ve tarafların kusuru bakımından alanında uzman bir bilirkişiden hiç rapor aldırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının da hatalı olduğu-
Şirket ortağı tarafından şirkete ödenen ve ortaklar borçlar hesabına aktarılan paranın şirket verilen borç olarak kabul edilmesi ve bu paranın sermaye borcuna mahsup edilip edilmediğine bakılarak davacının iadesini talep edip edemeyeceğine karar verilmesi gerektiği-
Davacının 'fatura konusu malların davalı çalışanlarına teslim edildiğini' iddia etmesi ve teslim belgelerini sunması üzerine, mahkemece teslim alan şahısların isimleri belirtilerek bu şahısların davalının çalışanı olup olmadıklarının SGK'dan sorulup ayrıca davacı dilekçesinde yemin deliline dayandığından, yemin hakkı da hatırlatılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, (trafik kazasından kaynaklanan) itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece, davalı şirketin ilk sezon ücretinin üçte birine denk gelen 50.000 USD + KDV dışında borçlu olmadığının tespitine ilişkin kararın kesinleştiği, buna göre takip konusu edilen 30.12.2008 tarihli 45.000 USD'lik ödeme için düzenlenen 29.12.2008 tarihli faturanın KDV'sinden borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin dosyasına konu çek ile işbu takip konusu çekin karıştırılması ile yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kira ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; davacı alacaklının, 24.04.2013 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2.150,00 TL kira alacağı ve 2.150,00 TL depozito bedeli olmak üzere toplam 4.300,00 TL asıl alacak ile 129,00 TL işlemiş faizin tahsilinin talep ettiği; ödeme emrinin davalı A.B.'a 04.05.2013 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra 15.03.2013 tarihinde icra takibine yapılmış olan itirazın, yasal itiraz süresi olan yedi günden sonra yapılmış olduğundan davacının itirazın iptalinin istemesinde hukuki yararının bulunmadığı; bu durumda mahkemece, davalı A.B. yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kredi nedeniyle dosya masrafı ve yapılandırma bedeli adı altında alınan kesintinin tahsili için açılan icra takibinin iptali üzerine borçlu-davalı banka aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinin tarafı L.Ö. olup A.E.Ö.'nün L.Ö. adına hareket ederek temsil yetkisine göre sözleşmeyi imzaladığı, buna göre kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın da temsil edilen L.Ö. yönünden hukuki sonuç doğuracağı-