İdari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemeyeceği, bu durumda, istem idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının isteminin dinlenilebilir nitelikte olmadığı-
Davacı vekilinin temyize cevapla birlikte katılma yoluyla temyiz isteminin süresinde olmadığı; bozma ilamının icra inkar tazminatına ilişkin 2. Bendinin kaldırılmasına, ayrıca bozma ilamının 3 nolu bendinde belirtilen ..(mahkemece verilen ilk kararda hükmedilen asıl alacak dava tarihindeki satış kuru karşılığı belirlendiğinden ve bu yönün taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiği de dikkate alınarak).. ibaresinin, kararın incelenmesinde esasen mahkemenin ilk kararında takip tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılmış olduğu; karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
Taraflar kira sözleşmesine karşı çıkmadıklarına göre kiralananın teslim edildiğinin kabulü gerekeceği, bu durumda kira parasının ödendiğinin davalı tarafından kanıtlanması gerekeceği-
Taraflar arasındaki 26.09.2011 tarihli sözleşmeden kaynaklı uçak bilet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteği-
Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibinin olduğu yerde duracağı, alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararı (İİK. m.68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamı (İİK. m.67) sunması gerekeceği- İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerektiği, itirazın iptali ilamı doğrultusunda icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edileceği ve borçluya icra emri tebliğinin gerekmediği, ancak ilamda hüküm altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya icra emri tebliğ edilmesi gerektiği-
İcra takibinin aktif tarafının alacaklı olduğu; itirazın iptali davası, ilamsız icra yolu ile girişilen takibe yönelik itirazın giderilmesi amacı taşıdığından, davanın takip alacaklısı tarafından açılması gerektiği-
Davacının abonelik bilgilerine göre, 26/02/2008 tarihinde aboneliğinin başladığı ve 08/07/2008 tarihinde sona erdiği belirlendiği, hükme esas alınan “26/02/2008 tarihli abonesiz kaçak tahsil edildi” belgesine göre, A. A. isimli kişi adına düzenlendiği ve davacıyla ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığı, ayrıca itibar edilen borcu yoktur belgesi de davalı adına düzenlenmekle birlikte 08/07/2008 tarihinde tanzim edildiği, yine aynı tarihte güvence belgesinin iadesinin yapıldığı görüldüğü, böylelikle tahsil edildi belgesinin davalı adına düzenlenmemesi ve borcu yoktur belgesinin aboneliğe ilişkin olduğu anlaşılmakla halen kaçak elektrik nedeniyle davacının borcu olduğu sabit olduğundan davacının 22/03/2007 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla, takibe konu toplam bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre ayrıca ve denetime elverişli olarak hesaplanması için rapor alınarak, davacı kurumun talep edebileceği alacağın belirlenmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibine ilişkin dosyadan takibe devam edilmesine engelin olmadığı, ancak alacak, genel mahkemece verilen bir ilama dayandığından, takipte yer almayan, ancak ilamda hüküm altına alınan tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti alacaklarının tahsili için borçluya, aynı dosya üzerinden (4-5) örnek icra emri düzenlenerek tebliğ edilmesi gerekmekte olup, bakiye borç muhtırası tebliğ edilmek suretiyle anılan ilam konusu alacakların talep edilmesinin mümkün olmadığı-
Davacı kiracının kiralananda hor kullanma sonucu meydana gelen hasar bedelinden sorumlu olup, bu miktarın depozito bedelinden mahsup edilmesi gerekeceği-