Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği, buna karşılık haksız azil halinde ise avukatın, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hak ve yetkisine sahip olduğu-Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenebilmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi mümkün nitelikte bulunması yeterli olup, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesinin zorunlu olduğu- Avukatın takip ettiği dosyalardaki masraflar dikkate alınarak uhdesinde kalan bir miktar var ise, bu miktarın vekalet ücretinden mahsubu gerekeceği-
Davanın konusuz kalması halinde dahi konusuz kalan kesim yönünden davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesi gerektiği ve davanın açılmasına sebebiyet vermiş olmaları ve netice itibariyle taraflar arasındaki alacağın da likit olduğu anlaşıldığından davadan sonra ödeme ile davalının haksızlığı saptandığına göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği- Bozma dışında kalan hususlar açısından karar kesinleşmiş olduğundan bu hususlarda karar oluşturulmasına yer olmadığına, davacının talep ettiği ödenen miktar yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, bu miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürünün, itirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm fıkrası ile bağlı olduğu ve mahkeme kararını yorumlayarak işlem yapamayacağı- İtirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm kısmında “davalının itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına” karar verildiğine ve açıkça asıl alacağa yıllık %8 faiz işletilmesi hususu belirtilmediğine göre, takip talebinde belirtildiği gibi asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık % 8 faiz işletilmesi gerektiğinin kabulünün zorunlu olduğu-