Bilirkişinin, genel kredi sözleşmesindeki "alacaklı cari hesaplar borçlu bakiye verdiği takdirde, bu bakiye doğduğu tarihten itibaren bankaca bu dönemde en yüksek faiz oranı uygulanan kredi türünün faiz oranı uygulanmaya başlanır. B.yenin ödenmemesi için yapılacak ihbardan itibaren de temerrüt faizi ile ilgili hükümlere göre temerrüt faizi uygulanır” şeklindeki hükmün değerlendirilip temerrüt faiz oranının belirlenmesi gerektiği-
Soruşturma konusu suç, itirazın iptali davasının konusu ile ilgili olup şikayet edilenler hakkında kamu davası açıldığında mahkumiyete karar verilmesi halinde, ceza mahkemesi kararı, maddi olgu açısından hukuk hakimini bağlayacağından mahkemece ceza soruşturmasının sonucu beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, süresinde davalı tarafından faturalara itiraz edilmediği, davalı vekilinin irsaliyeler üzerinde imza incelemesi yaptırılması talebinin sonuca etkili olmayacağı, davacı tarafça bu şekli ile faturalara konu malın davalıya teslim edildiği hususunun ispatlanmış olduğu, mal bedelinin ödendiğini ispat yükünün davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği-
Davacının hentbol sporcusu olarak çalıştığı, ücretlerinin Belediye tarafından ödendiği ve sporcuların antrenmanlarını yaptıkları yerin temininin Belediye tarafından sağlandığı, davalı spor kulübü ile spor kulübü iktisadi işletmesinin Belediyeye ait olduğu, yani, davalı ile dava dışı kulüp arasında hukuki ve organik bağ bulunduğu anlaşıldığından, sözleşmede kararlaştıran ücretin ödenmesinden davalı Belediye Başkanlığının da sorumlu tutulması gerektiği-
Uyuşmazlık kredi kartı üyelik sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle 27.4.2015 tarihinde açılan davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Ticari satıştan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, davacı takip ve dava konusu yaptığı fatura içeriği malları davalı şirkete teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlü olup teslime konu sevk irsaliyelerinden bir bölümünde teslim alan imzası bulunan kişilerin dava dışı N. Yapı İnş.Ltd.Şti ‘nin çalışanları olduğu anlaşıldığından bu irsaliyeler yönünden teslim kanıtlanamamış olup bir kısım sevk irsaliyelerinde imzaları bulunan N.P., M. Y., E. U.'un davalı çalışanı olup olmadığının araştırılıp karar verilmesi gerektiği-
Davanın oluş şekli itibariyle 3. kişinin fiilini üstlenme niteliğinde (tedavi giderleri) bulunduğu gözetilmeksizin itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
13. HD. 20.10.2017 T. E: 6746, K: 9928-
Davacının, kendi adına açılmış ancak henüz davalı avukatça vekalet ücret alacağı ile ilgili icra takibi yapılmamış yada icra takibine istinaden itirazın iptali davası açılmamış davalar olduğu gibi, avukatın icra takibine vaki itirazın iptali için ayrı dava açması, menfi tespit davasında ileri sürülen davacı iddialarının, itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürülüp incelenebilmesi, müvekkil davacının bu menfi tespit davasını açmakta var olan hukuki menfaatini ortadan kaldırmayacağı, her davanın kendi şartları dahilinde incelenerek sonuçlandırılması gerektiği ve bu nedenle menfi tespit davası hakkında da işin esasına girilmesi gerektiği-
Davacı banka ile borçlu şirketin borçlarının yapılandırılarak taksite bağlanması ve protokolde belirlenen ödemelerin bir kısmının gecikmeli olarak yerine getirilmesi üzerine, protokolün başlangıcına dönülüp tüm borçların muaccel hale geldiği- Genel kredi sözleşmesinde imzası bulunmayan, davalının borcun taksitlendirilmesine ilişkin sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması ve protokolde imzası bulunmayan sözleşmeye atıf yapılması karşısında, kredi sözleşmesi içeriğinin de kefil tarafından kabul edilmiş olacağı ve bu durumda protokol tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 s. BK.’nun kefalete ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, sözleşme tarihinde yürürlükte olmayan 6098 s. TBK’ na dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-