Davacı şirketin vadesiz ticari mevduat hesabından muhtelif tarihlerde dava dışı üçüncü kişiye ödemeler yapıldığı, ancak bu şahsa ödeme yapılması için şirket yetkilisi tarafından verilmiş bir yetki belgesi yada talimatın bulunmadığı, güven kurumu olan davalı bankanın objektif özen borcu gereği olarak adam çalıştıran sıfatıyla çalışanlarının bu usulsüz işlemi ile gerçekleşen ödemelerden sorumlu olduğu, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği- Tavzih kararı ile vekalet ücretinin düzeltilemeyeceği-
Talep edilen alacağın, inşaattan kaynaklanan vergi borcu olmayıp, taşınmazın arsa vasfında olması sebebiyle ödenen vergi borcu olduğu, kat irtifakı kurulması gereken taşınmazın sadece davacı üzerine kayıtlı olmayıp başkaca taşınmaz malikleride bulunduğundan ancak tüm taşınmaz maliklerinin bir araya gelerek kat irtifakına geçme işlemlerinin yapılabileceği, diğer maliklerce davalı kooperatife verilmiş bir vekaletname bulunmadığından sadece davacı tarafından verilen vekaletnamenin tek başına tapuda kat irtifakına geçme işlemlerinin yürütülmesi için yeterli olmadığı; davalı kooperatifin arsa için ödenen vergi borcundan dolayı sorumlu tutulamayacağı- Sözleşme tarihinden sonraki dönemde, arsa sahibi tarafından ödenen emlak vergisinin yükleniciye kalacak bağımsız bölümleri de kapsaması durumunda, bu bağımsız bölümler için ödenen emlak vergisi bakımından arsa sahibinin yükleniciye rücu hakkı olduğu-
İtirazın iptali davasında, icra takibine vaki itirazın iptali ve duran icra takibinin devamı talep edildiğine göre talep içerisinde icra takip giderlerinin tahsili yönündeki takibin devamı hususu da bulunduğundan, takip giderleri dışındaki takip konusu alacağın ödenmesi halinde icra takip giderleri, harcı ve vekalet ücreti yönünde takibin devam edip etmeyeceği hususunda da bir karar verilmesi gerektiği-
Kasko sözleşmesine dayanan maddi tazminat talebine-
Ödeme emrinde borcun sebebinin belirtilmediği anlaşıldığından, usulüne uygun ödeme emri düzenlenmemesi nedeniyle itirazın iptali davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Yangının çıkış nedeni, çıkış nedenine göre tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek davalıların oluşan zarardan dolayı sorumlu olup olmadıklarının sonucunda oluşan gerçek zarar miktarının tespiti açısından, dosya kapsamındaki fotoğraflar, yangın raporu, hasar dosyaları değerlendirilerek, tarafların delilleri tam olarak toplanıp yerinde konusunda uzman bilirkişi heyeti ile keşif yapılıp, sonucuna göre karar vermek gerekirken, keşif yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmesine karşın, davanın tam kabulüne karar verilerek infazda tereddüt oluşturarak, gerekçede de çelişkiye düşecek şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- Alacak miktarı likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarının tesbiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-  Görevsizlik kararı verilen mahkemedeki vekalet ücretinin yetkili mahkemede hüküm altına alınması gerektiği (HMK. mad. 331/2)-
Noterde yapılan satış vaadi sözleşmesinde, bedelin davalıya ödendiği yazılı olduğundan, davalının bu sözleşme gereği kendisine her hangi bir ödeme yapılmadığını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiği- Davalı yemin deliline de dayandığından, mahkemece; davalıya, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Satış için davalı tarafından vekalet verildiği ve bu vekalete istinaden satışın yapıldığı tapu satış senedi ile sabit olup aksi kesin deliller ile ispat edilemediğinden, mahkemece işin esasına girilmesi gerektiği-
Davacı tarafından 3.037,21 TL asıl alacak olmak üzere toplamda 3.366,59 TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine duran takip sonucu açılan bu davada ise davacı tarafından dava değerinin 3.366,59 TL gösterilerek ve harcı yatırılarak açıldığı anlaşıldığından dava değeri göz önüne alındığında Hakem Heyeti görev sınırı olan 3.300,00 TL’nin üzerinde kalmakta olup uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu-
Havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmemesi halinde, gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiğinin kabul edileceği- Havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği- Miktar ve niteliği itibariyle davalının açık muvafakatı olmadan tanık dinlenemeyeceğinden dinlenen tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği-