Davalı, davacı tarafından düzenlenen faturalara ilişkin malları teslim almış, faturalarını defterine kayıt etmiş ve yapılan bilirkişi incelemesine göre, davacıya borçlu durumda olup, davalı tarafından, TTK. mad. 23/3 uyarınca, yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı; davalının neden olarak süresinden sonra gönderdiğini iddia ettiği kargonun davacı tarafından teslim alınmadığı görüldüğünden, davalının ödeme savunmasını kanıtlaması gerekirken ispat külfetinin tayininde hata yapılarak itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacağın hesaplanmasında ticari kredi için belirlenen faiz oranını taşıt kredisi için, taşıt kredisi için hesaplanan faiz oranın ise ticari kredi için uygulandığı anlaşıldığından, kazanılmış haklar gözetilerek ve davacı bankanın bilirkişi raporuna olan itirazı değerlendirilerek ek rapor alınması gerektiği-
Takipten sonra, davadan önce yapılan ödemeler bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, HMK 'unun 114. maddesinde dava şartları arasında sayılan hukuki yararın yargılamanın her safhasında resen gözetilmesi gerektiği-
Her iki kol omuzdan ampute olması nedeniyle kredi sözleşmesine imza atmasının mümkün olmadığını iddia eden davalının Noterlik tarafından düzenlenen imza beyannamesinde; kalemi ağzı ile tutarak imza attığı, bu imzanın kendisinin bankalarda yapılacak her türlü işlemlerde kullanılacağını beyan ettiği davaya konu kredi sözleşmesinin bu tarihten sonra imzaladığı, kredinin davalı tarafından kullanıldığı anlaşıldığından, mahkemece kredi sözleşmesindeki imza ile noter tarafından düzenlenen belgedeki imza beyannamesinde bulunan imzalar üzerinde karşılaştırma yapılıp bilirkişi raporu doğrultusunda değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasında, dava takip borçlusuna karşı açıldığından HMK. nın 124. maddenin uygulanma imkanı bulunmadığı, davacı vekili takibe alacak davası olarak devam edileceğini bildirdiğinden itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesi mümkün bulunduğu ve artık HMK'nın 124. maddesi işlerlik kazandığı-
Dava tarihinde (28.05.2015) yürürlükte bulunan 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca, ödenmeyen kredi kartı harcama bedellerinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasında tüketici mahkemesinin görevli olduğu
Müteveffanın kullandığı tüketici kredisini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla ödeyen davacı krediden doğan tüm hakları temlik aldığından, davacının TBK. mad. 183 uyarınca halefiyet ilkesinden kaynaklanan davalıya karşı rücu hakkını kullanmış olduğu- Uyuşmazlık, tüketici kredisi sözleşmesinde kefilin asıl borçluya rücu talebinden de kaynaklanmakta olup, davaya bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu- Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflar ileri sürmese de yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınacağı-
Vekalet ücretinden kaynaklı itirazın iptali davasında kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Takip ve davalı takip borçlusunun kısmi ödeme yaptığı 2014 tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’nin 11. maddesinin 4. fıkrası, “borçlu itiraz süresi içerisinde borcunu öderse tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir. Maktu ücreti gerektiren işlerde de bu hüküm uygulanır” düzenlemesini içerdiğinden, bu düzenleme gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İhtilaf konusu olan fatura kapsamındaki mallara ilişkin irsaliyede teslim alan imzası bulunan kişinin, irsaliye tarihinde, davalının işyerinde fiilen çalışıp çalışmadığının tespiti gerektiği-