Bilirkişi raporunda davacının davalıya verdiği kredi kartının bireysel kredi kartı olduğu, bu nedenle davalının şahsına ait ticari işletmenin davadışı şirketle birleşmesinin bu bireysel kredi kartından doğan borcunu etkilemeyeceği açık olup, ayrıca bu kredi kartının davalının ticari işletmesinde kullanıldığı kabul edilse dahi davalının şahsi sorumluluğunun TBK'nun 202. maddesi kapsamında devam edeceği- İcra İflas Kanunu'nun 179/b maddesi iflasın ertelenmesi talebinin icra takiplerine yönelik uygulamayı düzenlemiş olup iflas davası dışındaki davalar yönünden uygulanamayacağından maddenin erteleme süresi içinde takip işlemi yapılamayacağından söz ettiği, itirazın iptali davası açılmasının bir takip işlemi olmadığı ve erteleme süresi içinde iflas davası hariç dava açılabileceği veya açılmış davalara devam olunabileceği ancak bu davalar sonucunda verilen ilama bağlı olarak ilamlı icra uygulanamayacağı-
Davacılar vekili her ne kadar duruşmadaki beyanında davacıların 160.000TL yi bizzat değil birlikte hareket ettikleri müteahhit aracılığıyla davalıya ödendiğini belirtmişse de dosya kapsamında 137.000 TL nin bu amaçla davalı vekiline ödendiğini gösterir soyut iddialar dışında delil bulunmadığından ve bu durum ispatlanamadığından davacıların somut olarak ödedikleri miktarın 23.000TL olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece davanın kısmen kabulü ile 23.000TL üzerinden takibin devamına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin itirazın iptali davasında davacı itirazın iptaline konu icra dosyasında asıl alacak ile işlemiş faizden oluşan toplam miktarın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsili talebinde bulunmuş olup, eldeki davada ise davasını yalnızca asıl alacak miktarı yönünden harçlandırarak faturaların tebliğ tarihinden itibaren alacağa ticari faiz yürütülmesini talep ederek, kısmi dava açmasına rağmen takibin aynen devamını istediğinden davacıya davasını açıklattırarak takibin aynen devamına mı yoksa asıl alacak üzerinden devamına mı karar verilmesi istediği hususunun aydınlatılması gerektiği; işlemiş faiz talebinin bulunması halinde eksik harcın tamamlattırılması, bulunmaması halinde ise harçlandırılan değer üzerinden davanın tam kabulüne karar verildiğinden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmeksizin hüküm kurulması gerektiği-
İtirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğu, takip dayanığının ıslah yoluyla bile değiştirilemeyeceği-
........... no'lu kredi kartının teslimine ilişkin belge aslının ve kredi kartı üyelik sözleşmesi aslının davacı bankadan celbedilerek, söz konusu 2008 yılına ilişkin sözleşmenin ve kart teslim belgesindeki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edilmesi halinde bu karttan dolayı yapılan harcamalardan sorumlu tutulacağı, imzanın kart hamiline ait çıkmaması halinde ise, sair harcamaların davalı tarafından yapıldığının ispat yükünün kartı veren banka üzerinde olduğu gözetilerek, bu aşamada bankacılık kredi kartları konusunda uzman bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilerek gerektiğinde banka kayıtları üzerinde de inceleme yaptırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasında taraflar arasında ihtilaf konusu olan miktarla sınırlı hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında davalının yetki itirazının incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, varsa delilleri toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektği- HMK'nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip HMK. md. 117/3 maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK'nun 163-164 maddelerinde açıklandığı-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında, bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye, banka kayıt ve defterleri üzerinde iddia ve savunma çerçevesinde ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre inceleme yaptırılıp, ayrıntılı rapor aldırıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Fatura metinleri incelendiğinde “fatura aslını aldım kontrol edilecek” ibarelerini içerdiğinin ve altında teslim alan şirket çalışanın imzasının atıldığının görüldüğü, mahkemece bu kişinin daha sonradan davalı borçlu adına çıkartılan ödeme emrini de tebliğ aldığı ve bu nedenle davalı çalışanı olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu hizmeti teslim almadığı yolundaki ispat yükünün davalı üzerinde olduğu belirtilerek kabul kararı verilmişse de fatura göndermenin ve teslim almanın tek başına akdi ilişkiyi ispatlamaya yetmeyeceği gözetilmeksizin ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalının duran araca arkadan çarparak hasar verdiğinden tam kusurlu olduğu, bu durumda davacının rücuen ödediği tazminat alacağının likit alacak niteliğinde olduğu, likit alacak için davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-