İtirazın iptali davasının hem alacağın "miktarı"  ve hem de "kaynağı" bakımından icra takibe bağlı olduğu- Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı ve davacı davasını yalnızca iki adet faturaya dayandırdığı, davalının da ödeme savunmasında bulunduğu itirazın iptali davasında, ödeme savunmasının yazılı delille ispatının gerektiği, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin "açık hesap ilişkisi" olarak değerlendirilebileceği, itirazın iptali davasına bakan mahkemece sadece "takip konusu faturalar ve ödeme savunması bakımından" araştırma ve değerlendirme yapılması gerektiği, "tüm cari hesap ilişkisinin" gözetilemeyeceği, aksi yönde yapılacak araştırmanın itirazın iptali davasının niteliği ile bağdaşmayacağı- "Davalı tarafça cari hesap ekstresi adı altında sunulan belgeden taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanması gerektiği, uyuşmazlığın ancak açık hesap ilişkisinin sonuna kadar incelenerek çözümlenebileceği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Husumet nedeniyle reddedilen davada davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Herhangi bir nedenle Sandık tarafından ilgililere istihkaklarından fazla veya yersiz olarak yapılan ödemelerin, bu hatalı işlemlerin düzeltildiği tarihten geriye doğru hesap edilecek beş yıllık tutarlarının tahsil edileceği- İİK mad.67 uyarınca, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davaya konu alacağın gerçek miktarının belli olması veya belirlenebilmesi için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerektiği-
Davalıya yapılan ödemelerin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacı ile davalı arasındaki tüm ticari ilişki değerlendirilerek taraf defterleri de incelenmek suretiyle davacıya veya davacı şirket yetkilisine yapılan araç satışları araştırılıp, tüm deliller toplandıktan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı ödemeyi çekle yaptığını ileri sürmüş olup, çekte, keşidecinin davalı, lehdarının da davacı olduğu ve çek arkasında davacının lehdar olarak cirosu bulunduğu görülmekle, mahkemece söz konusu çekteki lehdar cirosunun davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda araştırma yapılıp, gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmelerinin yazılı veya sözlü olabileceği- Davalının, "dava dışı kişiye ait olan tarlaları çeltik ekimi için kiraladığının" tanık beyanları ile sabit olduğu, davacı kooperatiften hizmet alan tarafın davalı olduğu, bu nedenle davanın kabul edilmesi gerekeceği-
Sevk irsaliyelerinde imzası bulunan kişi ve kişilerin davalı şirket çalışanı olup olmadığı taraflardan sorulup gerektiğinde bu hususta araştırma yapılarak, şayet teslim alan imzası bulunan kişilerin davalı çalışanı olduğu tespit edilir ise söz konusu faturalardaki malların davalıya teslim edildiğinin kabul edileceği-
İtirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen reddedilen miktar üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, davalının daha önce usulünce temerrüde düşürülmediği, bu nedenle davacının takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceği nazara alınarak, işlemiş faiz talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-