İtirazın iptali davasında taraflar arasında ihtilaf konusu olan miktarla sınırlı hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında davalının yetki itirazının incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, varsa delilleri toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektği- HMK'nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip HMK. md. 117/3 maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK'nun 163-164 maddelerinde açıklandığı-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında, bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye, banka kayıt ve defterleri üzerinde iddia ve savunma çerçevesinde ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre inceleme yaptırılıp, ayrıntılı rapor aldırıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Fatura metinleri incelendiğinde “fatura aslını aldım kontrol edilecek” ibarelerini içerdiğinin ve altında teslim alan şirket çalışanın imzasının atıldığının görüldüğü, mahkemece bu kişinin daha sonradan davalı borçlu adına çıkartılan ödeme emrini de tebliğ aldığı ve bu nedenle davalı çalışanı olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu hizmeti teslim almadığı yolundaki ispat yükünün davalı üzerinde olduğu belirtilerek kabul kararı verilmişse de fatura göndermenin ve teslim almanın tek başına akdi ilişkiyi ispatlamaya yetmeyeceği gözetilmeksizin ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İşyeri sigortası kapsamında tazminat isteminden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacıların murisinin ölümüne neden olan olay, riziko adresinde ve mesai saatleri içinde gerçekleşmediğinden, davalı sigortacı şirketin sorumlu olduğu teminat kapsamına girmeyeceği-
Davalının duran araca arkadan çarparak hasar verdiğinden tam kusurlu olduğu, bu durumda davacının rücuen ödediği tazminat alacağının likit alacak niteliğinde olduğu, likit alacak için davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Vade tarihi düzenleme tarihinden önce olan belgenin kambiyo vasfını yitirerek adi senede dönüşeceği, adi senet de belirli bir borç ikrarı içerdiğinden düzenleyen yönünden verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş ise de kambiyo vasfını yitiren bonoda avalistin sorumluluğunun sona ereceği gözetilmeden davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık ticari nitelikte olduğundan alacağa işletilecek akdi ve temerrüt faiz hesabının TBK. mad. 88 ve 120 'ye oranla özel hüküm niteliğindeki TTK. mad. 8' in nazara alınması suretiyle taraflar arasındaki sözleşme kapsamında belirlenmesi gerektiği-
Dava konusu edilen işlemiş faiz için harç ikmali yapılmadan davaya devam edilemeyeceği-
Kısa kararda tazminat alacağına hükmedilmemesine rağmen, gerekçeli kararda tazminata hükmedilmesinin bozma nedeni olduğu-