Dava dilekçesinde hem “alacak” hem de “itirazın iptali” istenmiş olması halinde, mahkemece davacıya açtığı davanın “alacak davası”mı “itirazın iptali davası”mı olduğu hususunun açıklattırılması gerekeceği, kendi istek haklarda yani hem “alacağın tahsiline hem de itirazın iptaline” karar verilemeyeceği-
«İtirazın iptali» davasına, icra mahkemesinin (tetkik merciinin) değil, genel mahkemenin bakabileceği–
Davacı alacaklı bankanın, borçlu davalı şirket aleyhine ilamsız takip yoluyla giriştiği icra takibine karşı, davalının yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu, bunun üzerine alacaklı bankanın, İcra Tetkik Mercii’ne yaptığı şikayet yollu müracaatla takibin durdurulmasına ilişkin kararın iptali ile takibin devamına karar verilmesi isteğinde bulunduğu gibi, ayrıca Ticaret Mahkemesi’nden de itirazın iptalini talep ettiği, mercice, şikayet yoluyla yapılan başvurunun kabul edildiği ve İcra Müdürlüğü`nün takibin kısmen durdurulmasına ilişkin kararını iptaline hükmedildiği ve kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce 2.3.1992 tarihinde onanarak kesinleştiği, bu durum karşısında artık davacı alacaklı bankanın alacağı ile ilgili takip yolu açıldığına göre ticaret mahkemesindeki temyize konu davada bir hukuki yararın kalmadığı-
Kredi sözleşmesi uyarınca kefilin sorumlu olduğu miktarın saptanması yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği–
Kredi cari hesabının kat edilmesinden sonra icra takip aşamasında ana borcun ödenmiş olduğunun anlaşılmasına göre, itirazın iptaline ilişkin davada ödeme tarihine kadar geçen sürenin temerrüt faizi hesaplanıp, bulunacak bu miktar üzerinden davanın kabulü gerekeceği–
Takibe konu senedin karısının borcunun teminatı olarak verildiğini, senedin ihdas sebebinin malen yazılı olduğu halde davalının kendisine hiçbir mal satıp teslim etmediğini iddia etmesi karşısında mahkemece davalıya isticvap davetiyesi çıkarılarak senedin hangi nedenle düzenlendiğinin sorulması gerekeceği–
Kredi sözleşmesine dayanılarak borçlu hakkında yapılan ilâmsız takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, davacı bankanın «alacağın varlığını ve takip talebinde haklılığını» ispatlaması gerektiği–
Davanın «husumet noktasından reddi halinde maktu miktardaki ücreti aşmamak üzere davacı lehine nisbi olarak avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
