Yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda alacaklı lehine hükmedilen icra inkâr tazminatından, ilamda gösterilen borçlunun sorumlu olduğu–
İtirazın iptali davasının; itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılmaması halinde “alacak davası” olarak görülmesi gerektiği ve bu nedenle kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği-
Davalının bankadan kredi almadığını savunması halinde ödeme makbuzu altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı konusunda inceleme yapılması gerektiği–
Alacağı için «teminat (maksimal) ipoteği» almış olan bankanın ipotek limiti dışında kalan alacağı için genel haciz yolu ile takip yapabileceği-
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olmasının bozma nedeni olacağı–
Kredi kartı ve üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar
Faturanın altının imzalanmış olmasının -o yörede, bu konuda yerleşik ticari örf ve teamül olması koşuluyla- faturanın kapatıldığını ve bedelinin alındığını, buna karşın üstünün imzalamış olmasının faturanın açık bırakıldığı ve bedelinin ödenmemiş olduğunu göstereceği–
Ödeme emrini alan borçlunun sadece «icra dairesinin yetkisi»ne itiraz ederek -borcun esasına itiraz etmeden- takibi durdurmuş olması halinde, alacaklının «itirazın iptali davası» açamayacağı, icra mahkemesinden «itirazın kaldırılmasını» istemek zorunda olduğu (veya; alacaklının borçlunun «yetki itirazı»nı kabul edip, yetkili olduğu bildirilen icra dairesinden, borçluya yeniden ödeme emri göndermesi gerekeceği)–