Bir güven müessesesi olan bankaların, kendilerini temsil yetkisi verdiği ticari mümessil niteliğini taşıyan kişilerin bankacılık sahasındaki eylem ve tasav- vuflarından müşterilerine karşı sorumlu tutulmasının BK’nun 449 vd. maddeleri gereği olduğu–
İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–
Takip hukukundan doğan bir dava olan itirazın iptali davasında, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında «takip tarihi itibariyle» haklı olup olmadığının araştırılması gerekeceği–
Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka kamu düzenine, kişilik haklarına (TBK. mad. 27) veya dürüstlük kurallarına aykırı (TMK. mad. 2) olduğu için geçersiz sayılan Avukatlık Ücret Sözleşmeleri- (TBK.’nun 26 ve 27. maddelerinin, avukatlık ücret sözleşmeleri bakımından da geçerli sınırlamalar olup, bu sözleşmeler bakımından da uygulanması gerektiği; avukatlık ücret sözleşmelerinin de ahlaka, kamu düzenine ve hukuka aykırı olmaması gerektiği, bunun tesbiti için, tarafların sözleşme ile amaçladıkları çıkarların dengede olması gerektiği gözönünde bulundurularak, sözleşme ile bir taraf için sağlanan hak ve menfaate denk düşmeyen ve fahiş olan menfaatin karşı tarafa sağlanmış olmasının -örneğin; sözleşmede kararlaştırılmış olan ücretin, müddeabihin tamamına yakın olmasının- iyiniyet kurallarına aykırı sayılacağı ve avukatlık ücret sözleşmesini geçersiz kılacağı)-
Dava dilekçesinde hem «alacak» hem de «itirazın iptali» istenmiş olması halinde, mahkemece, davacıya açtığı davanın «alacak davası» mı «itirazın iptali davası» mı olduğu hususunun açıklattırılması gerekeceği, her iki istek hakkında yani «hem alacağın tahsiline, hem de itirazın iptaline» karar verilemeyeceği–
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olmasının bozma nedeni olacağı–
Alacaklının icra takibinde kötüniyetli olduğu iddia ve kanıtlanmadıkça, itirazın iptali davası sonucunda, alacaklı aleyhine «kötüniyet tazminatı»na hükmedilemeyeceği-