Hukuki ilişkinin davalılar tarafından inkâr edilmiş olması halinde, davacının tek taraflı düzenleyip davalılara gönderdiği faturanın tek başına davayı ispat için yeterli olmadığı–
Olay tarihinde ergin olmayan davalının dava tarihinde ergin olması halinde, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceği–
Vade farkı olarak talep edilen alacağın temerrüt faizi olarak kabulünün zorunlu görüldüğü, BK.`nun 101 (şimdi; TBK. mad. 117) ve devamı maddeleri ile 3095 sayılı Yasanın 2 ve devamı maddelerine göre, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlunun bu borcunu ifa edinceye kadar Yasada veya taraflar arasında öngörülmüşse sözleşmede belirtilen bir oranda temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağı, hal böyle olunca mahkemece takip konusu alacağa yürütülecek temerrüt faizinin takip tarihinde kesilmesinin isabetli olmayacağı, icra takibi sırasında ana alacağı ödeme tarihine kadar temerrüt faizi yürütülmesinin gerekeceği-
İİK. 67’de inkâr tazminatı talebi için bir süre öngürülmemiş olduğundan son oturumda dahi tazminat istenebilir mi? Bu durumda «iddianın (savunmanın) genişletilmesi yasağı» sözkonusu olur mu?–
BK. 484 uyarınca kefaletin geçerliliğinin «yazılı olmasına» ve «kefilin sorumlu olduğu miktarın sözleşmede açıkça gösterilmiş olması»na bağlı olduğu– (Not: Yeni TBK. mad. 583'e göre; kefalet sözleşmesinin geçerliliği; sözleşmenin (kefilin kendi el yazısı ile) yazılı şekilde yapılmasına, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın ve kefalet tarihinin sözleşmede belirtilmiş olmasına bağlanmış olup, TBK. mad 584'de de, kefalet için 'eşin rızası'na ilişkin koşullar düzenlenmiştir.)
Rehinle temin edilmiş borcun tamamı ödenmedikçe, kefilin ödediği borç miktarı kadar rehnin veya sair teminatların kendisine devrini isteyemeyeceği–
Banka kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, banka defter ve belgeleri üzerinde, kredi sözleşmesi hükümleri gözönünde bulundurularak uzman bilirkişiler marifetiyle inceleme yapılarak alınacak rapor çerçevesinde uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği–
Çek niteliğinde olmayan ancak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunan belgeye dayalı olarak açılan davada tanıkların bu çekin davalıya ödünç olarak verilen para karşılığında düzenlendiğini bildirmeleri, davalının ise çekin hatır çeki olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olması halinde davalıya re’sen teklif edilen yeminin hukuki sonuç doğurmayacağı–