Şikayetçinin yurt dışı adresine Berlin Başkonsolosluğu aracılığıyla 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesine göre tebligat çıkartıldığının görüldüğü, Berlin Başkonsolosluğu'nun cevabi yazısında, bildirim formunun iadeli taahhütlü postayla gönderildiği ancak evde bulunmayan adı geçene posta idaresi tarafından mektubu bir hafta içinde postanaden almasını teminen yazılı davet bırakıldığının, süresi içinde alınmayan mektubun Başkonsolosluğa iade edildiğinin bildirildiği, şikayetçiye gönderilen bildirim formunun, tebliğ konusu, tebliğin hangi mercii tarafından çıkarıldığı bilgilerini içermediği ayrıca şikayetçinin imzasının da alınmadığı evrakın posta kutusuna bırakıldığı ve süresinde alınmadığından "süre doldu alınmadı" notu ile iade edildiği görüldüğünden satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesi ve Tebligat Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu-
Borçlunun bilinen adresine daha önceden tebligat yapılmış olup, söz konusu adresin tebligata elverişli olmadığı tebliğ memurunca araştırılıp tespit edilmeden söz konusu adres mernis adresi de olsa doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağı gibi, tebligatta "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından tebliğ işleminin TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2.maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olduğu-
Satış ilanının şikayetçiye 13.10.2015 tarihinde doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılarak tebliğ edildiğinin görüldüğü, borçlunun bilinen adresine daha önceden tebligat yapılmış olup, söz konusu adresin tebligata elverişli olmadığı tebliğ memurunca araştırılıp tespit edilmeden söz konusu adres mernis adresi de olsa doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağı gibi, tebligatta "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından tebliğ işleminin TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olduğu-
Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "şehir dışında" açıklaması ile yetinerek muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığından, anılan tebligatların usulsüz olduğu- İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmazın hissedarı olan şikayetçilere satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Satış ilanı tebliğ işleminin, “Muhatabın adresi geçici kapalı olup Adana'ya gittiği imzadan imtina eden komşusu ve köy azası ....... dan öğrenildi. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince Mahalle-Köy azası .... ... tebliğ edilip adresin kapısına 2 nolu örnek yapıştırılarak imzadan imtina eden komşusu ve köy azası .... ... haber verildi.” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak; muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Borçlunun bilinen adresine daha önceden tebligat yapılmış olup, söz konusu adresin tebligata elverişli olmadığı tebliğ memurunca araştırılıp tespit edilmeden söz konusu adres mernis adresi de olsa doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağı gibi, tebligatta "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından tebliğ işleminin TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olduğu-
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte, borçlunun ticaret sicilinde yer alan adresi adresine çıkartılan kıymet takdiri raporunun şirketin adresten taşınmış olduğu gerekçesiyle iade edildiği, bunun üzerine kıymet takdiri raporu ve satış ilanının TK'nun 35. maddesindeki usule göre farklı adreslere tebliğ edildiği, borçlu şirketin ticaret sicili adresine TK'nun 35. maddesine göre yapılmış bir tebliğ işlemi bulunmadığı anlaşıldığından yapılan kıymet takdiri ile satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu, öte yandan, borçlu şirketin adresinde, tasfiye memuruna yapılmış bir tebliğ işleminin de bulunmadığı, İİK'nun 127.maddesi gereğince, satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesinin veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Şikayetçi borçlu adına gönderilen satış ilanı, TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; tebliğ mercinin, tebligat mazbatasında, tebliğin TK'nun 21/2. maddesine göre yapılması yönünde düşülmüş bir şerhi bulunmadığından tebliğ memurunca doğrudan TK'nun 21/2.maddesine göre yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-
Satış ilanının şikayetçi borçluya 30.06.2015 tarihinde “...en yakın komşusu isim imza imtina soruldu...” şeklinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından beyanda bulunan komşunun ad ve soyadının yazılmadığı ve ardından yine haber verilen komşunun da ad ve soyadının yazılmadığı görülmekle Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince, tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Anonim şirketlerde yönetim ve temsili düzenleyen TTK' nun 365 ve bunu izleyen maddelerinde, şirket yetkili temsilcisinin görev süresi sona erdiğinde, bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığına ve şirketin organsız kalması da mümkün olmadığına göre, yerine yenisi atanmadığı sürece temsil yetkisinin devam edeceğinin kabulü gerekeceği, bu durumda satış ilanı tebliğ tarihinde söz konusu kişinin temsil yetkisinin devam ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda tebliğ tarihi itibari ile şirketin yetkİlisi adı geçen kişi olduğundan asile yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre usulsüz olduğu-