Satış ilanı, icra evresinde borçluyu temsil eden vekili avukatın bizzat kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, mahkemece satış ilanının tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklı banka, davalının Mezitli/Mersin’deki adresinden haber olduğuna göre, mahkemece, satış ilanın tebliğ edildiği tarihte fiilen davalının nerede oturduğunun tespit edilmesi şayet davalının iddialarının doğru olduğunun anlaşılması halinde şikayet konusu edilen taşınmaz yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun adresine çıkartılan satış ilanına ilişkin tebligat, 16.11.2015 tarihinde, muhatabın o anda evde olmaması sebebi ile muhatap yerine aynı evde ikamet eden oğluna tebliğ edilmiş olmakla şeklen Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine uygun olarak yapılmış ise de; HGK'nun 07/04/1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Kendisine satış ilanı tebliğ edilen muhatabın oğluna aynı satış dosyasından ilgili sıfatıyla satış ilanı tebliğ edilmesi karşısında, hasma tebliğ yasağına ilişkin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne göre bir değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı-
Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararlarının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı-
Satış ilanının vekile tebliğinin gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Borçluya yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; “Dağıtım saatlerinde muhatap adreste bulunamadı komşusu .... soruldu işte olduğunu beyan etmesi üzerine tebligat mahalle muhtarı ....... imzasına teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı. İmzadan istinaden komşusu ........ haber verildi” şerhi düşülmek suretiyle tebligatın yapılmış olduğu görülmüş olup, anılan tebliğ mazbatasında, beyanına başvurulan komşunun soyadının tespit ve tevsik edilmediği, başka bir anlatımla kimliğinin açık ve net bir şekilde belirlenmediği ve imzası alınmadan ya da imzadan çekinme durumu varsa, bu husus da belirtilmeden tebliğ işleminin tamamlandığı görülmekte olup, bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Borçluya yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; “Adreste hazır kimse bulunmaması sebebiyle tebliğ imkansızlığı nedeniyle tebliğ zarfı köy azası E.A.'a verilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır” şerhi düşülmek suretiyle tebligatın yapılmış olduğu görülmüş olup, anılan tebliğ mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği, Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesinde belirtilen kişilerden sorulup usulünce tesbit ve tevsik edilmeden tebliğ işleminin tamamlandığı görülmekte olup, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre, yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Satış ilanının, borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesi gerekeceği, satış ilanının tebliğ tarihi ile satış arasında bulunan bir günlük sürenin makul bir süre olmadığı-
Satış ilanı hapis cezası ile mahkumiyeti bulunan borçlunun kısıtlanma tarihinden önceki vekiline tebliğ edilmiş olup vesayet altına alınma kararından sonra, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, İİK. mad. 127 uyarınca çıkarılan satış ilanının vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden tebliğ memuru tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı, tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından, şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerine, T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, tebliğ memurunun satış ilanı tebliğ işlemini, kendiliğinden T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının, değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu- Tebligatın yapıldığı adres, borçlunun en son bilinen ve ticaret sicilinde kayıtlı bulunan adresi olmadığına göre, borçlu şirkete gönderilen satış ilanı tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 10/1. ve 21/1. maddeleri uyarınca usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağının olmadığı-