Takip dosyasından borçlular vekiline gönderilen satış ilânı tebliğ mazbatasında; dava dışı diğer takip borçlusunun adının yazılı olduğu, dosyada borçlu şirket adına düzenlenmiş bir satış ilanı tebligatının olmadığı görüldüğü gibi, anılan satış ilânının; “...daimi çalışan ve evrak kayıt memuru olduğunu beyan eden ...... tebliğ edildi” açıklaması ile 20.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, vekil adına yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığının araştırılıp tespit edilmediği, bu durumda tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu-
İhale konusu taşınmazlardan 6 Parsel 3 bağımsız bölüm numaralı olanının 33.000,00 TL muhammen bedel ile satışa çıkarıldığı ve 90.500,00 TL üzerinden ihale edildiği, 12 Parsel sayılı olanının ise, 179.250,00 TL muhammen bedel ile satışa çıkarıldığı ve 203.500,00 TL üzerinden ihale edildiği görüldüğünden, anılan taşınmazlar yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin, İİK'nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı- Şikayetçi borçlu adına gönderilen 24.12.2015 tebliğ tarihli satış ilanı tebligatının incelenmesinde; tebliğin "muhatabın çarşıya gitmesi nedeniyle aynı konut altında birlikte ikamet ettiklerini çalıştığını ehliyetli ve reşit olduğunu beyan eden oğluna tebliğ edilmiştir." şerhi verilerek TK’nun 16. maddesine göre yapılmak istendiği, buna göre, tebliğ işlemi şeklen usulüne uygun olsa da, şikayetçi borçlunun, tebligatı alan oğlu ile birlikte aynı çatı altında yaşamadıklarını ileri sürmesi karşısında, mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece; şikayetçi, tebliği alan oğlu ile birlikte oturmadığını ileri sürmek suretiyle tebligat mazbatasında belirtilen maddi olguların aksini iddia ettiğine göre, borçlunun bu iddiası ile ilgili deliller toplanarak ispatlamasına imkan tanınması, satış ilanının tebliğ tarihi itibariyle tebligat gönderilen adreste borçlunun oğlunun borçlu ile beraber oturup oturmadığının, gerektiğinde zabıta araştırması da yapılarak incelenmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
"Tebligat çıkarılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılmasına" dair meşruhat bulunmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalenin feshi isteminin, dava olmayıp "şikayet" niteliğinde olduğu, hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile şikayet reddedilmeyip doğru hasım davaya dahil edilip tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- Borçlu tarafından açılan ihalenin feshi isteminin yasal hasmının alacaklı ve ihale alıcısı olduğu-
Tebliğ şerhinde yazılı olan "muhatabın dışarı gittiği" beyanını veren ve “2 nolu formun yapıştırıldığı bildirilen” komşunun açık kimliği tebliğ mazbatasında tesbit edilmediği gibi, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine döneceğinin de yasada öngörülen şekilde tesbit ve tevsik edilemediği, bu haliyle, tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri uyarınca usulüne uygun yapılmadığı-
Tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise, muteber sayılacağı- Borçlunun, satış dosyasının fotokopisini almasıyla tebliğ işleminden ve (makul süre önce de ihaleden) haberdar olduğu-
Borçluya, satış ilânının; "Emek Mah. Y. S. Cad. No:21/5 Akdağmadeni/Yozgat" adresinde, "muhatap tevziat saatinde adreste bulunmadığından adreste muhatapla birlikte sürekli olarak ikamet eden ehliyetli ve reşit kardeşi ........ imzasına tebliğ edildi." şerhi ile 20.06.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, yasal düzenleme ve Yönetmelik hükümleri uyarınca, yapılan tebligat şeklen usulüne uygun olsa da, tebliği alan kişiye, aynı takip dosyasından yapılan 26.06.2015 tarihli satış ilanı tebliğ işleminin incelenmesinde; adı geçenin tebliğ adresinin; "Emek Mah. Y. S. Cad. No:19/9 Akdağmadeni/Yozgat" olduğu, dolayısıyla borçlu ile kardeşinin aynı konutta oturmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi gereğince usulsüz olduğu-
Satış ilanı tebliğ edilecek ilgililerin satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceği- İhalenin feshi isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerektiği-
K. takdir raporu ve satış ilanı tebliğ tarihlerinde satış ilanının tebliğ edildiği kişinin temsil yetkisinin satış ilanı tebliğinden önce sona ermiş olduğu anlaşılmakla, borçlu şirkete yapılan kıymet takdiri ile satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olup ihalenin feshi gerekeceği-
Şikayetçinin yurt dışı adresine Berlin Başkonsolosluğu aracılığıyla 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesine göre tebligat çıkartıldığının görüldüğü, Berlin Başkonsolosluğu'nun cevabi yazısında, bildirim formunun iadeli taahhütlü postayla gönderildiği ancak evde bulunmayan adı geçene posta idaresi tarafından mektubu bir hafta içinde postanaden almasını teminen yazılı davet bırakıldığının, süresi içinde alınmayan mektubun Başkonsolosluğa iade edildiğinin bildirildiği, şikayetçiye gönderilen bildirim formunun, tebliğ konusu, tebliğin hangi mercii tarafından çıkarıldığı bilgilerini içermediği ayrıca şikayetçinin imzasının da alınmadığı evrakın posta kutusuna bırakıldığı ve süresinde alınmadığından "süre doldu alınmadı" notu ile iade edildiği görüldüğünden satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesi ve Tebligat Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu-
Borçlunun bilinen adresine daha önceden tebligat yapılmış olup, söz konusu adresin tebligata elverişli olmadığı tebliğ memurunca araştırılıp tespit edilmeden söz konusu adres mernis adresi de olsa doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre işlem yapılamayacağı gibi, tebligatta "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından tebliğ işleminin TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2.maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olduğu-