Davacı tarafından 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazlarda malike ait mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle dava açıldığından dava konusu taşınmazın tespitine esas alınan K.sani 300 tarihli 13 no'lu tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tedavülleriyle birlikte getirtilip incelenerek, ayrıca bu kaydın revizyon gördüğü parsellerin tapulama tutanakları dayanak belgeleriyle birlikte getirtilip gerekirse keşif yapılarak davacı tanıkları ve kadastro bilirkişileri keşif mahallinde dinlenerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazın maliki ile davacı arasında bağlantı olup olmadığı tam olarak belirlendikten sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Mirasçılık belgesi verilmesine dair talep mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesine yönelik tespit hükmü niteliğinde olup daha önce aynı murise dair mirasçılık belgesi verilmiş olması yeniden mirasçılık belgesi istenmesine engel teşkil etmediği-
Hasımsız açılması gereken çekişmesiz yargıya tabi bir davanın hasımlı olarak açılmasının mümkün olmadığı-
Mirastan yoksunluk kendiliğinden sonuç doğurduğundan ayrıca bir mahkeme kararı alınmasına gerek bulunmadığı, bu nedenle mirasçılık belgesinde miras paylarını gösterecek şekilde hüküm kurulması sonra da mirastan yoksunluk nedeni ile yoksun olan kişinin miras payının kime kalacağının belirtilmesi sureti ile mirasçılık belgesi verilmesi gerektiğinden görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının mirasçılık belgesinin iptali istemi çekişmeli yargıya ilişkin bir husus olmayıp, daha önce noter tarafından verilen mirasçılık belgesine itiraz niteliğinde olduğu, davacının bu itirazının sulh hukuk mahkemesince değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Mirastan feragat eden (TMK. mad. 528) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler  ile miras  paylarının  gösterilmesi  ve  mirastan  feragat  durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan feragat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de gösterilmesi gerektiği- 
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği-
HMK. mad. 382/2-c'de sulh hukuk mahkemelerinin sadece mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevli olduğu belirtildiğinden, mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği- Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığından, HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihinden sonra açılan bu dava bakımından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve mahkemece davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği- 
Davacı, Suriye uyruklu olduğunu bildirdiğinden, 1062 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan 1966 günlü ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu kararındaki kısıtlamalar belirtilmek suretiyle davacının muris ile irs ilişkisini gösterecek mirasçılık belgesi verilmesi gerektiği-
Davacının " murisin mirasçısı olduğunu" ispat etmekle mükellef olmakla birlikte murisin diğer mirasçılarının varlığını ispat etmek zorunda olmadığı-