Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi talepleriyle açılan davada, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Bir kişinin mirasın tamamını veya belirli bir oranını almasını içeren her ölüme bağlı tasarrufun mirasçı atanması sayılacağı; mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf ile bir kimseye, onu mirasçı atamaksızın, belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmuşsa buna "muayyen mal vasiyeti", lehine vasiyet edilen kişiye de "vasiyet alacaklısı" denileceği- TMK. m.598 uyarınca mirasçılık belgesi yasal mirasçılara ve atanmış mirasçılara verilebileceği; muayyen mal vasiyeti alacaklısının mirasçılık belgesi isteme hakkı olmadığı-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda re'sen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, başka bir deyişle kendisi ile murisi arasındaki soy bağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece re'sen belirlenebileceği-
Mirasçılık belgesi istenmesine ilişkin davada, davacının mazeretinin kabulüne karar verildiği takdirde mahkemece duruşmanın bir başka güne bırakılmasına karar verilmesi, mazeret uygun bulunmamışsa mazeretin reddi ile birlikte HMK. mad. 150 uyarınca işlem yapılması gerektiği-
Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin istem, 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesine göre çekişmesiz yargı işlerinden sayılmış, 11/3 maddesinde ise hangi davaların murisin son ikametgahı mahkemesinde görüleceği aynı maddenin son fıkrası hükmünde verasetin ispatına, miras hisselerinin tayinine ilişkin davaların, mirasçılarının her birinin bulunduğu yer mahkemesinde görülebileceği şeklinde açıklandığı; mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki söz konusu olmayıp, mirasçılık belgesi, murisin yerleşim yeri ya da nüfusa kayıtlı olduğu yer gözetilmeksizin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki adli yargı teşkilatı bulunan tüm adliyelerden her zaman alınabileceği ve aksi her zaman ispat edilebilecek hasımsız belgelerden olduğu-
Mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkin davada, iptali istenilen mirasçılık belgesinde kendisine pay verilen kişiler davaya dahil ettirilerek, davadan sonra öldüğü anlaşılan kişiler var ise bunların tüm mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi varsa taraflardan istenilerek getirtilip, belirlenecek mirasçıların da davaya dahil edilmesi, bu şekilde taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmesi gerektiği-
Mirasçılardan Y.T'nün Türk vatandaşlığından çıkarıldığı bildirilmekle, T.C. İçişleri Bakanlığından sorularak Y.T'nün vatandaşlık durumunun tespitinin gerekeceği; vatandaşlıktan çıkarılmış ise 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu'nun 29 ve 35. madde hükümlerinin dikkate alınmasını gerekeceği-
Mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesinin talep edildiği davanın HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihinden sonra açıldığı- Mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği ve çekişmesiz yargı kapsamında kaldığı (HMK. mad. 382/2-c)- Veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği, kaldı ki veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığından, HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihinden sonra açılan bu dava bakımından HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve mahkemece davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiğinden mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği- 
Mirasçılık belgesinin iptali ve doğru mirasçılık belgesinin tesbiti istemiyle açılan davada, iptali istenilen mirasçılık belgesinde 1959 doğumlu Y.H. hak sahibi olarak gösterilmediğinden, davaya dahil edilmemiş olması nedeniyle hukuksal durumunun etkilenmesi söz konusu olmayacağından davacı vekilinin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin maddi yanılgıya dayalı bozma ilamının kaldırılmasına, hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği- 
Murisin dosya kapsamından anlaşılan mirasçılarının dışında, UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kayıtlarına göre mirasçılardan 26.08.2005 tarihinde vefat eden kızının bir evlatlığının olduğunun anlaşıldığı, veraset ilamında mirasçı evlatlığa da pay verilmesi gerektiği halde bu husus gözetilmeden yanılgılı şekilde mirasçılık belgesi verildiği anlaşıldığından hükmün bu nedenle bozulması gerekeceği-