Davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı olduğu- Hakimin tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceği- Bir hükmün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine kanun yararına bozulabilmesi için; o hükmün verildiği anda kesin olması veya Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunması gerektiği- Kesin olarak verilen bir hüküm veya Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bir hüküm bulunmuyorsa, kanun yararına bozma talep edilemeyeceği-
Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde sağ eş mirası reddetmemiş ise bunların payı sağ kalan eşe geçeceği, sağ kalan eş daha sonra vefat ettiğinden TMK. mad. 613 hükmünün gözetilmesi gerektiği-
Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçeceği (TMK. mad. 611/1) düzenlenmiş olduğundan, mahkemece mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerektiği- Verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de, "mirası reddin hukuki sonuçlarının" düzenlenen mirasçılık belgesine yansıyacak şekilde gösterilmemiş olmasının hatalı olduğu-
Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin istemin, 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesine göre çekişmesiz yargı işlerinden sayıldığı, 11/3. maddesinde ise hangi davaların murisin son ikametgahı mahkemesinde görüleceği açıklandığı, aynı maddenin son fıkrası hükmünde veraset ispatına, miras hisselerinin tayinine ilişkin davaların, mirasçılarının her birinin bulunduğu yer mahkemesinde görülebileceği- Mirasçılık belgesi verilmesi davalarında kesin yetki kuralı söz konusu olmayıp; mirasçılık belgesi, murisin yerleşim yeri ya da nüfusa kayıtlı olduğu yer gözetilmeksizin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki adli yargı teşkilatı bulunan tüm adliyelerden her zaman alınabilecek ve aksi her zaman ispat edilebilecek hasımsız belgelerden olduğu-
Mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerektiği- Mirası reddeden mirasçı, muristen önce ölmüş gibi değerlendirileceğinden, ona ait miras payın çocuklarına geçmiş olacağı-
H.n sağ ve murisin mirasçıları oldukları anlaşılan kişilere de miras payı verilmesinin gerektiği-
Mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkin davada, evlat edinme kararının iptaline ilişkin davanın bekletici mesele yapılması gerektiği-
Davacının da M'nin kardeşi olduğu, buna göre mirasçılık belgesi istenilen H.'nin mirasçısı olacağı, bu davayı açmakta hukuki yararının ve aktif dava ehliyetinin bulunduğu-
Eski tapu kayıtlarına göre murisin hisseleri 1877 (hicri takvime göre 1294) yılında mirasçılarına intikal ettiğine göre bu tarihte öldüğünün kabulü ile mülkte feraiz hükümlerinin, arazide ise 06.03.1912 tarihine kadarki ölümlerde 17 M. 1284 tarihli İlk Tevsii İntikal Nizamnamesi, 06.03.1912 ile 04.10.1926 tarihleri arasındaki ölümlerde 21.02.1328 tarihli İkinci Tevsii İntikal Nizamnamesi hükümlerinin uygulanıp, mirasçılardan 743 sayılı TKM ve 4271 sayılı TMK'nın yürürlüğünden sonra ölenler olduğu takdirde, mülk ve arazi ayrıt edilmeksizin medeni kanun hükümlerinin uygulanarak mirasçıların paylarının belirlenmesi gerektiği-
Mirasçılık sıfatının kişilerin nüfus kayıtları esas alınarak belirleneceği; nüfus kayıtlarına ulaşılamaması veya nüfus kayıtlarında verasete ilişkin yeterli bilgi bulunmaması halinde ise her türlü delil araştırılması suretiyle mirasçılık sıfatının mahkemece belirlenmesi gerektiği-