İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi' nin karar başlıklarında davacının unvanının " Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı " yerine " Maliye Hazinesi " şeklinde yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu- Davacı Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 2588 sayılı Kanun ile değişik " j " maddesi uyarınca her türlü yargı harcından muaf olduğu-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği- Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmasının HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
Davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde sadece bunların yargılaması birlikte yürütülmekte olup her davanın bağımsız karakterini koruduğu, bu durumda her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücreti v.s.nin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği- Mahkemece, gerekçeli kararda manevi tazminat verilmesi gereğine değinildiği, kesinleşmeden hiç bahsedilmediği, hükümde ise manevi tazminat istemine hiçbir şekilde yer verilmediği, buna göre manevi tazminat istemi yönünden bozma öncesi verilen ilk karar kesinleştiğine göre bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde çelişkili karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında, şikayette hukuki yararın bulunmadığı belirtilen taşınmazın ... Parsel’de kayıtlı ..... numaralı bağımsız bölüm olduğuna değinildiği, ancak gerekçenin devamında söz konusu taşınmaza ilişkin şikayetin esastan reddedildiği ve ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedildiğinin belirtildiği, bu suretle kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği anlaşıldığından, o halde; Bölge Adliye Mahkemesi’nce kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulmasının, HMK'nun 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
Sıra cetvelindeki sıraya şikayet davası- Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı ve  verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kıldığı-
Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu-
İpotek maliklerinin kendi taşınmazları için ihalenin feshi talebinde bulunabileceği- Şikayetçinin şikayete konu her iki taşınmaz yönünden de ipotekli taşınmaz maliki olmadığı gibi tapu sicilindeki ilgili ya da ihaleye pey süren kişi de olmadığı görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçinin ihalenin feshi şikayetinin her iki taşınmaz yönünden de aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekeceği- Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 1 numaralı bendinde; "...Davacı ......... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” denildikten sonra 3 numaralı bendin (a) fıkrasında aynı kişi hakkında “ ... 8231 parsel 14 numaralı bağımsız bölümün ihalesinin feshine ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine,...” şeklinde HMK. nın 359/2. maddesine aykırı olarak hüküm oluşturulması kendi içerisinde çelişki uyandırmakta olup, infazında şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde istinaf başvurusu “esastan reddedildikten” sonra bu defa işin esasına girilerek şikayetçinin lehine olacak şekilde şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince gerekçede icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiş ise de, hüküm kısmında takibin iptaline karar verilmesi sonucunda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulmasının HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçede İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmişse de , hüküm kısmında İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine iade edilmesine karar verilmesi sonucunda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulmasının HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçede şikayetçiler hakkında açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiş ise de, hüküm kısmında anılan kişiler yönünden açılan davanın HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi sonucunda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiğinin görüldüğü, o halde, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması HMK'nın 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olup, anılan çelişki giderilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasının gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesi kabulüne göre de, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği halde, birleşen dosyalar yönüyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-