Tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerektiği-
Asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı ve gerekçeli hüküm kurma zorunluluğu bulunduğu-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki dahi tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
........... tarihli bilirkişi heyeti raporunda, kiralananın yeniden boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinin ne olacağı belirtilmemiş olduğundan, alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından, mahkemece yapılacak işin; bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak taşınmazın boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedeli belirlenip, bu bedelden davalının eski kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapıldıktan sonra kira bedelinin tespitine karar vermek olması gerekeceği- Sözleşmedeki düzenlemeye göre davalı tarafça ödenen kira bedelinin 23.700TL+ stopaj olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kira bedelinin net 27.300TL olabileceği belirlendiği halde, hükmedilen aylık 24.570TL kira bedelinin net ya da brüt olduğu belirtilmeksizin infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Tespit edilen yıllık kira bedelinden davalı tarafça ödenen yıllık kira bedeli çıkartılarak, aradaki fark üzerinden davacı yararına; yine davacı tarafça dava dilekçesinde talep edilen yıllık kira bedelinden tespit edilen yıllık kira bedeli çıkartılarak, aradaki fark üzerinden de davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki dahi tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan çelişkinin tek başına bozma sebebi olduğu- Bölge adliye mahkemesince istinaf edilen bütün hususlarla ilgili yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, kanunun açık hükmüne aykırı olacak şekilde “Karşı davanın REDDİNE, Asıl davanın KABULÜNE” denilip ilk derece mahkemesinin hüküm bölümünün bir kısmının muhafaza edilerek, sadece düzeltilmesine karar verilen kısımla ilgili hüküm kurulması ve boşanmaya ilişkin taraf bilgilerini de içerecek şekilde yeniden hüküm kurulmamasının hatalı olduğu-
Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Asıl ve birleşen davada ayrı ayrı hüküm kurularak karar verilmesi gerektiği- Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerektiği-
Mahkemece, gerekçeli karar ve hükümde farklı miktarlarda fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınarak çelişki oluşturulmasının hatalı olduğu-
Hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekeceği-
Kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulmasının HMK'nun 298/2. maddesine aykırı olduğu-