Davacının dava dilekçesinde 2.500 TL talep ettiği, 30.06.2009 harç tarihli dilekçesiyle talebini 13.776,60 TL’ye ıslah ettiği, mahkemece 2.500 TL’ye dava, artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
İşçinin, iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 25/III bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı yükümlülüklerinin bulunmadığı, ancak, kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği- İç savaş ve karışılık nedeniyle zorunlu olarak iş sözlemesinin feshedilmesi durumunda, işçinin kıdem tazminatına hak kazacağı ancak ihbar tazminatı hakkı bulunmadığı- Yurt dışından yurt içine giriş çıkış kayıtları uyarınca ülkeye dönüş tarihinde iş sözleşmesinin sona erdiğinin kabulü gerektiği-
Davacı işçiye, iş sözleşmesi imzaladıktan sonraki dönem için genel tavan esasına göre hesaplanan kıdem tazminatı davalı işverence tam olarak ödenmiş, 5434 s. Yasa'ya tabi dönem için de Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre 1475 sayılı Yasanın 14/6. maddesindeki özel tavana uygun olarak ödeme yapılmış olup, davalı işverence son olarak emekli olduğu 03.05.2005 tarihi itibarıyla Emekli Sandığına tabi emsal bir çalışanın alabileceği emekli ikramiyesi tutarına göre hesaplamaya gidilmesinin isabetli olduğu ve bu nedenle davaya konu fark kıdem tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği-
İşçinin işe başladıktan sonra işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde, işlemiş kıdem tazminatlarından işverenlerin sorumluluklarının, işçiyi çalıştırdıkları süre ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesi ile sınırlı olduğu-
Kendi özgür iradesi ile daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışmak üzere memuriyetten istifa ile ayrılan davacı için yapılan işlemin prosedür gereği olduğunun söylenemeyeceği ve bu durumda memuriyette geçen hizmet süresi kıdem tazminatı ödemesini gerektirmeyen bir nedenle sona eren davacıya, emeklilik nedeniyle yapılacak kıdem tazminatı ödemesinde, memuriyette geçen çalışma süresinin kıdem tazminatına esas süreye dahil edilerek işçilikte geçen süresi ile birleştirilmesinin mümkün olmadığı-
Henüz resmi evlilik işlemini yapmayan, ancak evlilik hazırlığı içinde bulunan kadın işçinin, iş sözleşmesinin evlilik nedeniyle feshettiğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle kıdem tazminatı talebinin reddi gerekeceği- Davacının evlenmek amacıyla evlilik tarihi olan 09.10.2006 tarihinden yaklaşık on gün kadar önce 30.09.2006 tarihinde iş akdini sona erdirmek amacıyla davalı işyerine dilekçe verdiği, yani fesih hakkını, resmi evlilik işlemini tamamlamadan kullandığı, davacı kadın işçinin nikah öncesi iş akdini sonlandırmaya yönelik yaptığı bu işlemin fesih olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı, işyerinden ayrılmak amacıyla verilen dilekçenin istifa mahiyetinde olduğu, bu itibarla 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesinin 1.fıkrasında yer alan ve fesih hakkının, resmi evlilik işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kullanılacağına ilişkin kanunun açık hükmüne aykırı davranıldığı-
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işverenin, kıdem tazminatı borcu bakımından, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşeceği- Diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdünin gerçekleşeceği-
Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret- Ücret dışındaki para veya para ile ölçülebilen menfaatlerin, tazminata yansıtılmasında son bir yıl içinde yapılan ödemeler toplamının 365’e bölünmesi suretiyle bir güne düşen miktarın belirleneceği- Dönemsel bir niteliği olmayan parasal haklar bakımından, yıl içinde yapılan ödemelerin 365 güne bölünmesi suretiyle bir güne düşen tutarın belirlenmesinin yerinde olduğu- İşçiye dini bayramlarda yılda iki kez ödenen harçlığın belli bir dönem için yapıldığının söylenemeyeceği-  Periyodik olarak ödenen ve yıl içinde artmış olan parasal haklar yönünden son dönem ödemesinin ait olduğu dilimin günlerine bölünmesi ile tazminata esas ücrete yansıtılacak tutarın daha doğru biçimde belirlenebileceği- Banka kayıtlarına göre şoför olan davacıya her ay ücret ve harcırah adı altında ayrı ayrı ödemelerin yapılmış olduğu anlaşılmakla, bilirkişi raporunda harcırahın yol gideri olduğundan ücrete dahil edilemeyeceği belirtilerek davacının en son ücreti buna göre hesaplanmışsa da, mahkemece, davacının kıdem tazminatına esas ücretine son 1 yıl içinde almış olduğu harcırah miktarlarının ortalaması ilave edilerek giydirilmiş ücretinin belirlenmesi gerektiği-
Davacı ikale sözleşmesini imzalarken irade fesadına uğradığına dair iddiasını ispatlayamadığı gibi haklarının ödenmeyeceği düşüncesiyle teklifi imzalamak zorunda kaldığını öne sürmüş ise de, iş akdine işveren tarafından teşviği kabul etmemesinin ardından son verilen işçilerin de kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmiş olduğunun anlaşılması karşısında, bu iddianın ve tanıkların evrakları imzalamaz iseler çocuklarının ileride....'de çalıştırılmayacağı şeklinde işveren tarafından baskıya maruz kaldıkları yönündeki beyanlarının yakın, ciddi ve somut bir baskı olarak kabul edilemeyeceği, teşvikle ayrılma teklifini kabul eden işçilerin yanı sıra kabul etmeyen işçilerin de bulunduğu ancak davacının iradesini teşvikten faydalanarak anlaşma yolu ile iş akdinin son bulması şeklinde ortaya koyduğu, yani, davacının seçim hakkını kullanarak teşvikle işten ayrılma uygulaması kapsamında işten çıkmayı kabul ettiği- Davacı ve davalı işveren aralarında ikale sözleşmesi yapmak suretiyle davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve 6 aylık ücreti kadar menfaat sağlanarak iş akdi sona erdirilmiş olduğundan, ikale sözleşmesini geçerli kabul edip davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
7. HD. 27.04.2016 T. E: 2015/1649, K: 9552-