22. HD. 05.02.2019 T. E: 289, K: 2257-
22. HD. 05.02.2019 T. E: 2017/19985, K: 2265-
22. HD. 05.02.2019 T. E: 2017/19786, K: 2369-
22. HD. 04.02.2019 T. E: 2017/17868, K: 2115-
Davacı işçi davalı Sağlık Bakanlığına bağlı Hastane nezdinde alt işverenler işçisi olarak çalışmış ve emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatı ile birlikte işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiş olup davalı Sağlık Bakanlığının sorumluluğu 4857 s. İş Kanunu mad. 2 gereğince asıl işveren sıfatına bağlı kanundan kaynaklanan bir sorumluluk olduğu- Asıl sorumluluk, iş sözleşmesinin tarafı ve davacı işçinin gerçek işvereni olan alt işverenlere ait olduğundan, alt işverenin sorumlu olmaması durumunda, asıl işverenin sorumluluğundan evleviyetle söz edilemeyeceği- Davacı işçinin çalışmaya başladığı 1991 yılından 1998 yılına kadar kesintisiz olarak değişen alt işverenler yanında çalışmaya devam ederek her bir yeni alt işverenin iş yeri devri esaslarına göre işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını devraldığı; bununla birlikte 19.07.1998 tarihinden 18.05.1999 tarihine kadar davacının çalışmasının bulunmadığı ve bu sürenin yaklaşık on ay olduğu gözetildiğinde, iş sözleşmesinin 19.07.1998 tarihinde feshedildiği ve 18.05.1999 tarihi itibariyle yeni bir iş sözleşmesi kurulduğu, yine alt işverenler arası iş yeri devri esaslarına göre davacının ikinci iş sözleşmesinin de 2011'e kadar devam ettiğinin kabulü gerektiği, ona aylık kesinti sebebiyle alt işverenler arasında iş yeri devri bulunmadığından, davalı alt işverenlerin 1999 tarihinden önceki dönemden sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı- Davalı Sağlık Bakanlığı, 1991 ilâ 1998 tarihleri arasında geçerli ilk iş sözleşmesinden ve 1999 ilâ 2011 arasındaki geçerli ikinci iş sözleşmesinden ayrı ayrı asıl işveren sıfatıyla sorumluysa da, kıdem tazminatı alacağı, 818 s. BK mad. 125 maddesi gereğince, fesih tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan, süresinde ileri sürülen zamanaşımı def'i iki ayrı sözleşme itibariyle değerlendirildiğinde, ilk dönem iş sözleşmesi 1998 tarihinde feshedildiğinden, dava tarihine göre fesih tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği- "Davacının davalı (kamu işvereni) Sağlık Bakanlığı nezdindeki tüm çalışma süresinin toplamı üzerinden kıdem tazminatı alacağının belirlenmesi gerektiği, davacının fasılalı olan çalışmasının birleştirilerek sonuca gidilmesi sebebiyle zamanaşımının da söz konusu olmadığı" şeklindeki görüş HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
Tefhim edilen (direnme) kararda, hükmün sadece dava konusu edilen alacakları kapsadığı, yargılama giderleri ile ilgili hüküm fıkrası bulunmadığı, tefhim edilen hükmün gerekçe içermediği görüldüğünden, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliği ile başlayacağı- Mahkemenin hüküm vermesi için, kendisine yöneltilen talebin formüle edilmesi ve ileri sürülmesi tarafların görevi ise de, bunları anlamlandırmak veya gerektiğinde açıklattırmanın hâkimin görevi olduğu, ancak hâkimin tarafların ileri sürmediği vakıaları ileri sürmelerine imkân vermeyeceği veya hatırlatamayacağı, bu durumda mevcut olmayanın talep edilmeyenin ortaya çıkartılması değil, talep edilenin netleştirilmesi, aydınlatılması, belirlenmesinin söz konusu olduğu- Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, iş yerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, iş yeri iç yazışmaların delil niteliğinde olduğu, ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- Tarafların üzerinde serbestçe taraf edebilecekleri, "taraflarca hazırlama ilkesi"ne tabi davada delil bildirmeyen davalı Belediyenin mahkemece iki kez müzekkere ile istenmesine rağmen fazla çalışmaya esas olabilecek vardiya ve izin çizelgeleri ile puantaj cetveli ve benzeri belgeleri göndermediği, ancak davacının Belediyenin işçisi olmadığını belirterek hizmet alım sözleşmeleri ile bir adet şartname gönderdiği, ayrıca davacıyı çalıştıran alt işverenlere de özlük dosyaları için yazı yazıldığı ancak müzekkerelerin biri hariç tebliğ edilemediği anlaşıldığından, mahkemece eksik araştırmayla kurulan bir hükmün söz konusu olmadığı ve mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu-
Kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücreti hesaplanırken, çıplak ücrete yemek ücreti olarak takdiren yansıtılmışsa da, davacı, resmi kurum olan asıl işveren Sağlık Bakanlığı nezdinde çalışıyor olup, bu kurumda yemek ihale yoluyla satın alındığından, davalı vekili tarafından, bilirkişi raporuna giydirilmiş ücret hesabı yönünden itiraz edildiği ve dilekçe ekinde sunulan hizmet alım ihalesi uyarınca bir öğün yemek bedelinin belirtildiği anlaşılmakla giydirilmiş ücret hesabının bu bedel üzerinden hesaplanması gerektiği-
22. HD. 15.11.2018 T. E: 2017/16474, K: 24520-
22. HD. 05.11.2018 T. E: 2017/16312, K: 23574-
22. HD. 05.11.2018 T. E: 2017/16379, K: 23416-