Mahkemece, dava tarihi itibariyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; TMK.’ nun 501. maddesi hükmünce miras bırakanın hiçbir mirasçısı bulunmadığı takdirde Hazine son mirasçı olarak tereke üzerinde hak sahibi olacağından, hazinenin açtığı verasetin iptali davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Kural olarak tapu iptali ve tescil davalarında; davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılacağı, davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalı olarak Hazine’nin gösterildiği, TMK'nun 713/2 fıkrası gereğince açılan davalarda Hazine’nin, TMK'nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatı ile hasım gösterildiği-
Mahkemece, davacı tarafa M. Fahrettin Bölükbaşı’nın veraset ilamı ibraz için süre ve imkan tanınmasının, davacı vekilinin alacaklı vekili sıfatıyla icra dairesinden aldığı yetki belgesine istinaden eldeki davayı açtığı gözetilerek veraset ilamını sunmalarının mümkün bulunmaması halinde bu hususta dava açmak üzere davacı vekiline yetki verilmesinin, açılan davanın sonuçlanmasının beklenmesinin gerekeceği-
Davanın kayyım huzurunda yürütülmesine karşı koymamasının dahi bir önemi ve hukuki kıymetinin bulunmadığı, tekrar belirtmek gerekir ki; bu tür davalarda Hazine’nin son mirasçı sıfatıyla TMK. nun 501. maddesi gereğince yer alabileceği ve Hazine’ye husumet yöneltileceği, mülkiyet hakkının, Anayasa ve yasalarda güvence altına alındığı, tapu iptali ve tescil davalarında öncelikle husumetin kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılacağı, ancak, kayıt maliki ve mirasçılarına yöneltilerek açılmış bir davanın bulunmadığı-
Mahkemece yargılama aşamasında mirasçı nasbedilene, vasiyetçinin veraset ilamını sunması için süre verildiği, nasbedilen tarafından Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/501 E.-2010/888 K.sayılı ilamının sunulduğu, söz konusu bu ilamın, TMK.nun 598/2. maddesine göre mirasçı nasbedilenin vasiyet alacaklısı olduğuna ilişkin verilen bir mirasçılık belgesi olduğu, bu belgenin TMK.nun 495 ve devamı maddelerindeki kanuni mirasçılık (veraset belgesi) olmadığı-
Davalıya 7201 sayılı TK.nun 21. maddesine göre dava dilekçesinin tebliği yoluna gidilmiş ise de, tebliğ evrakı bırakılan muhtar ile haber bırakılan komşusunun tebliğ belgesinde imzaları bulunmadığına göre yapılan tebligatın usulsüzlüğünün ortada olduğu, evrakta komşusu sıfatıyla ismi alınanın; davalı ile aynı soyadı taşıdığı, o halde açık adres tesbiti konusunda gereği gibi bir araştırmanın yapılmadığı, komşusu ve aynı soyadı taşıyandan da davalının açık adresinin sorulmadığı kanaatine varıldığı, davada taraf teşkili sağlanmadan yüzeysel bir araştırma ile davalının mülkiyet hakkına son verilmesinin doğru olmadığı, aynı zamanda bu hususun AİHS'de yer alan adil yargılama hakkı ile mülkiyet hakkına saygı kuralına da aykırı düştüğü-
Tapu iptali ve tescil davalarında, davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölürse mirasçılarına yöneltilerek açılacağı, davanın görülebilmesi için öncelikle taraf teşkilinin sağlanması gerektiği, bu hususlar nazara alınmadan mahkemece, yargılama sırasında tapu kayıt malikine herhangi bir şekilde tebligat yapılmadan ve davada taraf sıfatıyla savunma hakkı alınmadan hüküm kurulamayacağı-
Davacı Hazinenin TMK.nun 501 veya 588. maddeleri çerçevesinde hareket etmesi gerekirken TMK.nun 713.maddesine dayalı dava açmasının usule aykırı düşeceği-