Dava konusu taşınmazların mutasarrıflarına vakıf malının kuru mülkiyetinin geçip geçmediği, buradan varılacak sonuca göre mutasarrıfın mirasçı bırakmadan ölmesi durumunda taşınmazın mülkiyetinin Hazine adına tescil edilip edilemeyeceği- Özel Dairenin ikinci bozma kararı önceki bozma kararını ortadan kaldıracak nitelikte olduğundan mahkemece verilen son kararın temyiz inceleme görevinin Özel Daireye değil, Hukuk Genel Kuruluna ait olduğu- 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 429 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hükmün usulü kazanılmış hakkın istisnasını teşkil etmesi nedeniyle davalı yararına usulü kazanılmış hak doğduğundan söz edilemeyeceği- Dava konusu taşınmazların mutasarrıfları adına tescil edildikleri ve mutasarrıfların bila varis olarak ölü veya meçhul olduğunun tespit edildiği tarih itibariyle bu kişilerce taviz bedelinin ödenerek taşınmazların maliki olduğu hususu dosya kapsamı ile sabit olmadığından, dava konusu taşınmazların 2762 sayılı Kanun’un tasfiye hükümlerinin işlemesinden önce kuru mülkiyetinin mutasarrıfa geçtiği ve mutasarrıfın tam malik sıfatını kazandığının söylenemeyeceği- 2762 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinde açıklanan koşullar gerçekleşmeden mirasçı bırakmaksızın ölen mutasarrıflar, malik olamayacağı gibi tasarruf hakkı dahi sona ereceğinden taşınmazın mülkiyetinin Hazineye geçtiğinin de ileri sürülemeyeceği-
HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılan davada, HMK döneminde açılan davaların açılma zamanında yatırılması gereken giderlerin tamamının istenmesinin hak arama hürriyetini kısıtlayıcı mahiyette olduğu-
Yerel sulh hukuk mahkemesinin kararında murisin miras meselesinin TMK 501. maddesi gereğince 1 pay kabul edilerek Hazine'ye aidiyetine karar verildiği anlaşıldığından; mahkemece, sulh hukuk mahkemesinin mirasçılık belgesi dikkate alınmak suretiyle, miras bırakanın yasal mirasçısı olan Hazine'ye, vasiyetname ekli duruşma gününü bildirir tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece nüfus kayıtlarına göre murisin yasal mirasçısı bulunmadığı göz önüne alınarak Hazine’nin mirasçılığına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davada TMK’nin 713/2. maddesinde düzenlenen “malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması” sebebine dayanılmasına rağmen, dava konusu diğer taşınmazın tapu kaydı, kadastro tutanağı ve dayanak kayıtları ilgili yerden getirtilmemesinin, bu sebep yönünden bir araştırma yapılmamasının, kararda da olumlu olumsuz değerlendirme yapılmadan eksik araştırmayla karar verilmesinin doğru olmadığı- Kayıt malikinin ölmüş olması sebebi bakımından yeterli araştırma yapılmadan, tapuda malik gözüken şahısların ölme ihtimalinin yüksek olduğu gerekçesiyle ve taraf teşkili sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, hal böyle olunca, bu sebep yönünden mahkemece yapılması gereken işin; öncelikle, Hazine de hasım gösterilmek suretiyle tapuda malik gözüken şahısların mirasçılık belgesinin alınması için davacılara süre verilerek, mirasçılık belgesinde belirlenecek mirasçılara göre taraf teşkilinin sağlanması, mirasçı bırakmadan ölmesi ve TMK 501. maddesi gereğince Hazine'nin mirasçı olması halinde dayanılan sebebe göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceğinin gözetilmesi, dava konusu ...... ada ......... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı, kadastro tutanağı ve dayanak kayıtlarının getirtilmesi, toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi olması gerekeceği-
Mahkemece mirasbırakanların tüm mirasçılarını gösterir nüfus kayıtlarının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden sorulması gerekeceği- Mahkemece, ................ Asliye Hukuk Mahkemesinin ............... Esas sayılı dosyası, ................ Sulh Hukuk Mahkemesinin ............... Esas sayılı dosyası ve taraflar arasındaki tüm dava dosyaları getirtilmesi, ............ Hukuk Dairesinin ilamında belirtilen tüm taşınmaz kayıt ve dayanakları ile mirasbırakanlar .... ve ........ adına tespit gören tüm taşınmazların tapu kayıtları, kadastro tespit tutanakları, tespite dayanak eski tapu kayıtları, vergi kayıtları ve tüm dayanak belgelerin temin edilmesi, kadastro tespitinde bilirkişi ve muhtar olarak görev yapan kişilerin hayatta olup olmadıklarının ilgili kolluk kuvveti aracılığıyla tespit edilmesi, hayatta olduklarının anlaşılması halinde yeniden yapılacak keşifte re'sen tanık olarak beyanlarına başvurulması gerekeceği, bu kişilerin hayatta olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazın evveliyatını, kullanımını vs. bilen, görgüye ya da duyuma dayalı bilgisine başvurulabilecek köyün yaşlı kişilerin tespiti sağlanıp keşifte tanık olarak dinlenilmesi gerekeceği, halihazırda taşınmazları kullanan kişilerin kimliği açık bir şekilde belirlenerek, mirasbırakanlar ve davalılar ile aralarında irs bağının bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerekeceği, öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 594. maddesindeki usul izlenerek ilanlar yaptırılması gerekeceği- Taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekeceği- Mirasbırakanların mirasçılarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi halinde davanın reddine karar verilmesi, mirasçılarının tespit edilememesi halinde ise mirasçı bırakmaksızın ölen kişinin son mirasçısının Hazine olacağı düşünülerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği- Mirasbırakanların mirasçılarını tespite yarar bilgilerin elde edilebilmesi için bütün imkanların kullanılması gerekmesine karşın mahkemece belirtilen doğrultuda araştırma yapılmaksızın yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davacılar vekili dava dilekçesinde TMK'nin 713/2. maddesinde yer alan ölüm sebebine dayandığına göre öncelikle kayıt malikinin hasımlı (hasım Hazine olmak üzere) veraset belgelerinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, sağ mirasçıları varsa davanın bu mirasçılara karşı yöneltilmesi, taraf teşkilinin bu suretle sağlanması, bu yolla da taraf teşkili sağlanamadığı takdirde ilanen tebliğ yolunun düşünülmesi, mirasçıları yoksa TMK'nin 501. maddesi gereğince son mirasçının Hazine olduğu gözetilerek davaya devam edilmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması, kayıt maliki veya mirasçılarının davada kayyım vasıtası ile temsil edilemeyeceğinin gözetilmesi, ondan sonra işin esasına girilerek TMK'nin 713/2. maddesindeki olumlu olumsuz koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Bu tür uyuşmazlıklarda davanın kayıt maliki ve maliklerine, onlar ölmüş ise usulen belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi, hiç mirasçı bırakmadan ölmüşler ise TMK'nin 501. maddesi hükmü göz önünde tutularak davanın Hazine'ye yöneltilmesi, öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra uyuşmazlığın esasına girilmesi gerektiği hususları da göz önünde bulundurularak, hasımlı veraset ilamı alınarak, tapu maliki ile dosyada yer alan veraset ilamındaki kişinin aynı kişi olup - olmadığı hususunun her türlü tereddütten uzak bir şekilde belirlenmesi, tüm mirasçıların davaya eksiksiz olarak katılımının sağlanması, iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak deliller doğrultusunda ölüm hukuki sebebine dayalı olarak da olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın bir kısmı ... oğlu ölü ..., ... oğlu ölü ... ve ... oğlu ölü ... adına kayıtlı olduğundan davacıların vekillerine kayıt maliklerinin Hazine hasım gösterilmek suretiyle açılacak mirasçıların tespiti davası ile belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi açısından imkan ve süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, malik hiç mirasçı bırakmadan ölmüş ise şimdiki gibi Hazine aleyhine açılan davanın devamı ile taraf delilleri toplanarak TMK'nin 501.maddesi de dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, Hazine ve Kayyım aleyhine davaya devam edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu- Hükümde kayıt maliklerinin paylarının iptaline karar verildiği halde, pay oranı gösterilmeden m2 olarak tescile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bu tür davalarda tapu kütüğünün tutulmasından devletin sorumlu olması, tapunun gereği gibi tutulamaması sonucunda koşulların oluşması halinde TMK’nin 1007. maddesi uyarınca zarardan sorumlu olması ve diğer yandan ise malikin dava tarihinde bilinmediği kabul edildiğinden aynı Kanun'un 501. maddesine göre tapu malikinin hiç mirasçı bırakmadan ölmesi halinde ölen gerçek kişinin mirasının devlete kalacak olması halinde başlangıçta davalı olarak Hazine gösterilmek suretiyle taraf teşkili sağlanabileceği-