İhtiyati hacze itiraza ilişkin uyuşmazlıkta, borçlu keşideci ile alacaklı arasında temel ilişki bulunmadığından, alacaklının çeki ciro yoluyla elde eden 3. kişi olduğundan ve keşideciyle arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından, yetkili mahkemenin genel yetki kuralları çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği- Kambiyo vasfını yitirmiş çek ilamsız icraya konu edilebileceğinden, hamilin çek borçlusunu takip ve senedi ibraz zorunluluğu bulunması nedeniyle yetkili mahkemenin genel yetki kuralları uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olacağı-
Dava ve takibe konu çekin keşidecisi davalı olup, davacı taraf çeki ticari ilişki nedeniyle davalıdan aldığını, ileri sürdüğünden, uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümlerini uygulamasının hatalı olduğu- Alacağın taraf itirazına bağlı olarak, ispat külfeti davacı tarafa ait olup, zamanaşımına uğrayan çek yazılı delil başlangıcı olduğundan alacağını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davacının şikayeti üzerine, davacının çalışanları ve çeki elinde bulunduran hakkında açılan kamu davası veya davacının çeki elinde bulunduran hakkında açtığı istirdat davasının, TTK. mad. 644'e (şimdi; 732'ye) dayalı sebepsiz iktisap davası için zamanaşımını kesmeyeceği- Zamanaşımını durduran ve kesen sebeplerin BK'nın 132 ve 133. (şimdi; 152 ve 153.) maddelerinde sayıldığı-
TTK. mad. 732 uyarınca, sebepsiz zenginleşmeye dayalı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davalı keşidecinin, davanın dayanağı olan çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmedikçe, çek bedelinden dolayı çek hamiline karşı sorumlu olduğu-
Davacının dava konusu çeki ticari alışverişleri nedeniyle ciro yoluyla elde ettiğini iddia ettiği, davalının ise polis merkezinde verdiği ifadesinde çeki boş olarak çaldırdığını, daha sonra ise imzalayarak ve fakat bedelsiz olarak dava dışı şirkete teminat olarak verdiğini beyan ettiği, dava dışı şirketin de dava konusu olan ve teminat olarak verilen çekin iade edildiğini gösterir belgeyi ibraz ettiği davada, anılan belgenin davacının dışında düzenlenmiş olup davacıyı bağlamadığı, çekin davacının elinde olduğu ve çek üzerindeki cirolara göre davacının bu çeki, düzenli bir ciro silsilesi sonunda elde ettiği; davacının yetkili hamil olduğunun kabulü ile ispat külfetinin davalıda olduğu-
Kambiyo senedinin zamanaşımına uğraması nedeniyle temel ilişkiye dayalı olarak talep edilen alacağın tahsili istemine ilişkin davada, davalı tacir olmadığı ve uyuşmazlık ticari işten kaynaklanmadığı halde, mahkemece avans faizi üzerinden alacağın tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Sebepsiz zenginleşme hükümleri bakımından bono ile poliçe arasında bir farklılık olmadığı, o halde davacının, sebepsiz iktisap davasını, bono keşidecisi aleyhine açması gerekirken, lehtar ciranta olan davalı aleyhine açmasının mümkün olmadığı, ancak, aralarındaki temel ilişkiye dayalı olarak alacak davası açma hakkının bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine kararının onanması gerektiği-
İcra takibinin, takibe dayanak çekin keşide tarihinde yapılan tahrifata bağlı olarak çek vasfında olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmesi halinde, ortada görünürde tahrif edilmiş bir çek bulunduğundan, bu çeke istinaden TTK. mad. 732 gereğince "sebepsiz zenginleşme davası" açılmasının mümkün olmadığı-
Sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkin davada, davacı, davalı tarafından bedeli tahsil edilen çekin sahte imza ile üretildiğini iddia etmiş olup, mahkemece, "çeki sahte olarak düzenlediği iddia edilen kişi ile davalı arasında fikir ve eylem birliği bulunduğunun sabit olmaması" nedeniyle çek üzerinde imza incelemesi yapılmadan hüküm kurulmuş ise de, kambiyo senetlerinde sahtecilik defi, iyi niyetli hamil de olmak üzere herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def'ilerden olduğundan, davacı tarafça ileri sürülen bu sahtecilik iddiasının mahkemece araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
TTK. mad. 732 (eTTK. mad. 644) uyarınca açılan sebepsiz zenginleşme davalarında, zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunların poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kaldıkları; bu davalarda ispat yükünün sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene (keşideciye) ait olduğu-