Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve gerçek keşide tarihine göre çekin yasal süresi içerisinde ibraz edilmediğinin anlaşıldığından kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirilmiş olduğu- Çeke ciro yolu ile hamil olan davalının, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabileceği, bu halde 1 yıllık sürenin, çeklerin gerçek keşide tarihlerine göre muhatap bankaya ibraz edilebilecekleri sürenin sonundan itibaren başladığı- Bu halde davacının sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerektiği, davacının bu hususu ispatlayamadığı, verilen tedbir kararı nedeniyle alacaklı alacağına geç kavuştuğundan İİK’nin 72/4. maddesi gereğince kötü niyet tazminatı koşullarının oluştuğu-
Takip dayanağı bononun, icra takibine konu edilmesinden sonra takipsiz bırakılması ve borçlunun İİK. 71/II ve 33/a-II uyarınca "zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı almasından ve bu kararın kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içinde -TBK. m.82'deki zamanaşımı süresi geçmeden- "sebepsiz zenginleşme davası" (TBK. m.77 vd.) ve "temel ilişkiye dayalı alacak davası" açabileceği- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Antalya BAM 11 HD. 09.03.2020 T. E: 1350, K: 440; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
Bono ciro edilmedikçe, bono lehdarı hamil olarak kalmaya devam edeceğinden lehdar/hamil olan davacının, keşideci ile arasında temel ilişki bulunsa da, sebepsiz zenginleşme davası açabileceğinin kabulü gerektiği-
TTK 732. maddesine göre; açılan davada, sebepsiz zenginleşmediğini ispat külfeti davalıda olup; davalının, davacının aleyhine sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerektiği- Davalının çek bedelini ödediğine ilişkin ibraz ettiği dekontlara göre ödemelerin, lehtar dahi olmayan dava dışı bir şirkete ve davacı bankanın çekleri ciro ile devraldığı tarihten sonra yapıldığından, davalı tarafça sunulan dekontlarda, ödemelerin dava konusu çeklere ilişkin olarak yapıldığına dair hiçbir açıklama da bulunmadığı için davacı banka ve tüm aşamalarda bu çekler nedeniyle davalının kendisine borçlu olduğunu iddia etmiş olduğundan, davacı bankanın bu ödemeleri kabul ettiğinin veyahut karşı çıkmadığının kabul edilemeyeceği-
Davacı keşideci ile davalı hamil arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmayıp, davacının davasının kabulü için; çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğinin yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği, oysa ki; bozma kararı sonrası davalı tarafın iddiasını kanıtlamak amacıyla tanık dinlettiği, dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiği, ancak; davacı tarafından iddia olunan hususun tanık deliliyle ispatının mümkün olmadığı, açıklanan nedenle bozma ilamının yorumlanmasında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip dayanağı bononun, icra takibine konu edilmesinden sonra takipsiz bırakılması ve borçlunun İİK. 71/II ve 33/a-II uyarınca "zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı almasından ve bu kararın kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içinde -TBK. m.82'deki zamanaşımı süresi geçmeden- "sebepsiz zenginleşme davası" (TBK. m.77 vd.) ve "temel ilişkiye dayalı alacak davası" açabileceği- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Yargıtay 11. HD. 09.06.2021 T. E: 5867, K: 4925; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
Zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihinin; temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınamayacağı-
Davaya konu bonolar yönünden hamilin lehtara ve diğer cirantalara karşı müracaat hakkının yitirilmemesi için zorunlu olan protesto prosedürünün yerine getirilmediği, bu durumun davacı tarafça da ikrar edildiği, bir kısım dava dışı bonoların ödenmiş olmasının davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, yine zan üzerinden değerlendirme yapan bilirkişi heyet raporunun kanunun amir hükümleri karşısında hükme esas alınamayacağı, asıl ve birleşen dosya yönünden lehtar ciranta olan davalıya müracaat hakkını yitiren davacının ispat yükü altında olduğu, alacağını yazılı delille ispat etmesinin zorunlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup; karara karşı, istinaf kanun yoluna başvurulduğu, asıl ve birleşen davaya konu bonolarla ilgili ödememe protestosu düzenlenmediğinden davacının davalı cirantaya karşı başvuru hakkını kaybettiği, bonolarda davacı hamil ve davalı lehtar-ciranta olup aralarında dava dışı başka bir ciranta bulunduğundan davacının davalıdan aralarında temel ilişki bulunduğu iddiasıyla alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, davacı vekilinin yasal hakkını kullanarak birleşen davayı tam ıslahla alacak davasına dönüştürdüğü, bu nedenle davalı vekilinin ıslahın tazminattan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığı ve dikkate alınmaması gerektiği yönündeki istinaf nedeninin yerinde görülmediği gerekçesi ile davacı istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği-
Dava dışı lehtar ile keşideci arasındaki ticari ilişkisinden kaynaklı def'ilerin çeki iyi niyetle iktisap eden hamile karşı ileri sürülemeyeceği- Davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının yerinde olduğu-
6762 sayılı TTK’nın 644 (6102 sayılı TTK’nın 732.) maddesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkin davada, 1 yıllık zamanaşımı süresinin ancak davalı tarafından usulüne uygun şekilde def’i olarak süresinde ileri sürülmesi durumunda dikkate alınacağı- Davalının imzasını taşıyan ve imzası inkar edilmemiş olan çeke dayalı olarak davacı yan alacak isteminde bulunmuş ve davacı tanığı da alacağın karz akdinden doğduğunu belirttiğinden, davacının alacağını kanıtlamış olduğu-