Mahkemece "satış ilanlarının", kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde borçlu asillere gönderildiği ve bunun da tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gerekçesiyle verilen "şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine" dair kararın ihale alıcısı tarafından temyiz edilmemesi ile, kendisi için ihalenin feshine ilişkin icra mahkemesi kararı şekli anlamda "kesin hükme" dönüşmüş olduğundan bu kararın özel dairenin bozmasından sonra ihale alıcısı lehine sonuç doğurmayacağı gibi, yerel mahkemenin direnme kararını da ihale alıcısının temyiz etme hakkı ortadan kalkmış olduğundan, ilk kararı temyiz etmeyerek kendisi için şekli anlamda kesin hükme dönüşen direnme kararını ihale alıcısının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haczin düştüğünün tespitine ilişkin talep, ancak takip borçlusu veya takip alacaklısı tarafından ileri sürülebilecek hususlardan olduğu, şikayetçinin haczin düştüğünün hüküm altına alınmasını istemekte aktif husumet yokluğu nedeniyle talep hakkı bulunmadığı, ancak şikayetçinin iddiaları, sıra cetveli hazırlandıktan sonra sıra cetveline itiraz davası kapsamında ileri sürebileceğinden, şikayete konu takip dosyasında taraf sıfatı olmayan şikayetçinin talebi üzerine haczin düştüğü hüküm altına alınamayacağı-
6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekeceği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturacağı-
Tasarrufun iptali davasından sonra açılan menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasında 'bekletici mesele' (HMK. 165) yapılması gerekeceği-
Davalılar SGK ile Ziraat Bankası A.Ş. arasında imzalanmış 10/02/2009 tarihli, gelir/ aylık ödemeleri protokolünün iptali istemine ilişkin davada, davacının, davalılar arasında 10/02/2009 tarihinde düzenlenen gelir/ aylık ödemeleri protokolünün tarafı olmadığı, bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/d maddesi gereğince eldeki davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın, aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların, maddi tazminata ilişkin talebini ıslah ederek toplam alacak miktarı için olay tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulundukları, uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklandığı halde mahkemece ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesinin doğru olmadığı- Belediye tarafından binaya gerekli kontroller yapılmadan iskan ve oturma izni verildiğinin iddia edildiği, görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, idarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince İdare'ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği, görev sorununun, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re'sen) dikkate alınacağı-
Davacının ileri sürdüğü, davalının tren yolu yapımı sırasında gerekli güvenlik önlemini almaması ve makinistin kusurlu eylemi nedeniyle işleten sıfatıyla sorumlu olduğu şeklindeki olguların, davalının kamu hizmeti kapsamındaki görevi ile ilgili olduğu, İdare'nin işlemi ya da eylemi nedeniyle doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1 -b maddesi gereğince İdare'ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
Davanın açıldığı tarih itibarı ile davacı aracın maliki olduğundan, yargılama esnasında aracı devretse de, davacının istirdat davasında aktif husumet ehliyetinin bulunduğu-
Davalı tarafından yapılması gerektiği iddia edilen hemzemin geçidin davacı tarafından vekaletsiz iş görme hükümlerine istinaden yapılmasından doğan masraf alacağının davalılardan tahsiline ilişkin özel hukuk hükümlerine tabi alacak davası niteliğinde davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği-
Sigorta rücu ilişkisinden doğan alacak istemi- Konşimentodaki yetki şartının genel işlem koşulu olup olmadığı- Genel işlem şartlarının, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı akdine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşulları olduğu- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olmasının arandığı- Genel işlem şartlarının kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlandığı ve bu faaliyetin tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleştiği- Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkdin bunların içeriğine etki edememiş olması gerektiği, kural olarak, bir sözleşmenin hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu sözleşme hangi Kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı- Genel işlem şartı nedeniyle yetki itirazının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-