Mesleki Eğitim Kanunu'nun 25. maddesine dayanarak özel hukuk hükümleri çerçevesinde hizmet karşılığı ve yasada belirtilen esaslara göre hesaplanacak staj ücreti alacağını talep edilebileceğinden, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olması nedeniyle, işin esasına girilip esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olması nedeniyle, işin esasına girilip esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
HMK mad. 114 uyarınca yeni açılmış bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte (derdest) olduğunun tespit edilmesi halinde, yeni (ikinci) davanın açıldığı hukuk mahkemesince ikinci davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Mesleki Eğitim Kanunu'nun 25. maddesine dayanarak özel hukuk hükümleri çerçevesinde hizmet karşılığı ve yasada belirtilen esaslara göre hesaplanacak staj ücreti alacağının talep edilebileceğinden, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olması nedeniyle, işin esasına girilip esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davacıların, murislerinin ölüm tarihinin düzeltilmesi istemine yönelik açtığı davada, mahkemece nüfus kayıtları getirtilip, davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunup bulunmadığı denetlenip, bulunduğunun tespiti halinde dava nedeni ile hukukları etkilenecek kişilerin taraf olarak katılımları sağlanıp, taraflar tarafından gösterilecek ve mahkemece resen yapılacak araştırma sonucu elde edilecek kanıtlara göre esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Soybağının reddi ve babalık kararı verilmesi istemine ilişkin davanın duruşma açılarak, davalı taraf dinlenerek incelenmesi gerektiği-
Dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı, bu kesin yetki kuraılnın mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Davacı işçinin (somut olayda) bir kısım işçilik alacağının miktar ve değerini belirleyebilmesi için, elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması, bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da mümkün olmaması ve alacağının miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hâle geleceği bir durumla karşı karşıya olmadığından ve davacının hizmet süresi konusunda da taraflar arasında ihtilaf bulunmadığından, davacının iddia ettiği ücrete ve hizmet süresine göre kendisine ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını, kıdemine göre hak kazandığı ve varsa kullandığı yıllık izin süresine göre yıllık izin ücreti alacağını belirleyebilecek durumda olduğu ve bu durumda belirsiz alacak davası olarak açtığı davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- "Hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu ve hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu" gerekçesiyle "direnme kararının onanması gerektiğine" dair görüşlerin HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-