Davacıların murisi ile davalılar arasındaki ilişkinin iş akdine dayandığı, bu gibi iş sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya 4857 ve 5521 sayılı Kanunların 1. maddeleri hükmü gereğince iş mahkemelerinin görevli olduğu-
Davada, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmış olduğundan, mahkemece yapılacak iş, davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
İş sözleşmesinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceği- Görev kamu düzenine ilişkin olup resen araştırılması gerektiği-
Davada, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulandığından, davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
İstihkak iddiasında bulunan kişinin üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı görüldüğünden, 3. şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmadığının kabulü gerekeceği ve bu durumda davacı alacaklının İİK. mad. 99 uyarınca istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
Dosya içerisindeki mevcut tapu kayıtlarından, davalının halen çekişme konusu taşınmazın kayıt maliki olması karşısında, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, Hal böyle olunca, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilip, iddiaya yönelik işin esası incelenerek bir hüküm kurulması gerekeceği-
Gaip olduğu iddia edilen kayıt malikine kayyım tayin edilmesinin sağlanması, davanın kayyım hasım gösterilerek yürütülmesi, ondan sonra işin esası hakkında karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Davalı tarafından dava dışı eşi ile aynı hukuksal nedene dayalı olarak açılan davanın daha önce kesin hüküm bulunması nedeniyle reddedildiği- İstirdadı istenebilecek miktar hesaplanması gerektiği-
Asliye hukuk mahkemesinin ticaret mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verebilmesi için aynı ilçede müstakil bir asliye ticaret mahkemesinin bulunması gerektiği-
Mahkemece, 2005/Eylül-2007/K. dönemine ilişkin bordrolarda tahakkuk bulunmasına karşın bordroların imzasız olması ve ödemeye dair belge sunulmaması nedeniyle bu dönem için de fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanmış ise de, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; davacı asilin bu ücretleri alıp almadığı konusunda beyanına da başvurularak sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde talep edilen fazla çalışma ücreti alacağının davacı yanca miktar yönünden ıslah ile artırılmamasına rağmen; talep ile bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken, talep edilenden fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmış olmasının hatalı olduğu- Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı için yürütülmesi gereken faiz türü bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi olduğundan; yürütülmesi gereken faiz türü bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizini aşmamak üzere yasal faiz olması gerektiği- Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamayacağı; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınmayacakları, bu kuralın tek istisnasının, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması olduğu, bu sebeple davalı tarafından ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş olan belgelerin ödeme belgesi mahiyetinde kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafa, ibraz ettiği belgelerin asıllarını sunması için süre verildikten sonra davacı işçiden, davalının savunmasına ve sunulan belgelere karşı diyecekleri sorularak, sonucuna göre bu sürelerin yıllık izin alacağından mahsubu gerekip gerekmediğinin değerlendirileceği-