Tüzel kişilerin de kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunabileceği ve bu yöndeki iradelerini de organları aracılığı ile açıklayacağı–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat» kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiçbir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği–
Basın yoluyla işlenen fiillerden (kişilik haklarına yönelik saldırıdan) oluşan maddi ve manevi zararlardan, «yazıyı veya haberi yazan kimse» ile bu mevkutenin (gazetenin) ilgili «sorumlu müdürü» ile «sahibi»nin müteselsilen sorumlu olacağı–
Bir kuruluşun yasalara aykırı davranış içinde bulunduğu iddiası, o kuruluşun kişilik değerlerine saldırı oluşturur mu?–
Kendisine karşı bile mutlak korunması gereken kişinin onuruna, kişiliğine, sır alanına giren gizli yaşamına yönelik saldırının (yayının) onun rıza ile bile yapılsa, hukuka aykırı sayılacağı ve kişinin özel yaşamının açık bir şekilde topluma sunulmasının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Davada dinlenilen tanık hakkında, savunmayı aşan ve kişilik haklarına tecavüz oluşturan nitelikte beyanda bulunan taraf ve vekili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Özelleştirilmesi gündemde olan ve uluslararası hava taşımacılığında saygınlığı bulunan THY tarafından kiralanan Boing 737 model uçakların ihaleleri hakkında gerçekliği ispatlanamamış iddiaların ortaya atılmasının kurumun kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Davacının davalıya karşı söylediği «şerefsiz» sözü ile oluşan hakarete dayanılarak açılmış olan davanın kapsamında olmayan ve başka bir günde sarf edildiği ileri sürülen sözlerden dolayı da manevi tazminata takdir edilemeyeceği–
Yayının gerçeklik unsuru taşıdığına ilişkin kanıt bulunmadığı, bu konuda sunulan başka yayınların kanıt niteliği taşımadığı, davacının adını taşıyan holding lehine kesinleşmiş yargı kararları bulunduğu, yayında davacı ismi küçük bir bölümde yer alıyor ise de sayfanın tamamının tarikatlarla ilgili olması karşısında bütünlük itibariyle bu yayının orta seviyede bir okuyucuda davacının tarikatlarla ilgili olduğu kanısını uyandıracağı, beyanına yer verilen yazarın bu açıklamasının dayalı tarafından araştırılmadan yayımlandığı, yayının gerçekliğinin davalıca kanıtlanamadığı, bu nedenlerle davacının kişilik hakkına saldırıda bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığından takdir olunacak manevi tazminatla davalıların sorumluluğuna karar verilmesinin gerekeceği-